Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilise)

Betonlaşan İstanbul’un bir köşesinde kalmış çok önemli yapılardan bir tanesidir Sveti Stefan Kilisesi... Haliç’in kıyısında, Ortodoks Bulgar Cemaati tarafından 124 yıl önce inşa edilmiş olan Sveti Stefan Kilisesi "Demir Kilise", olarak da bilinmektedir. Sonradan restore edilen kilise Haliç kıyısına farklı bir güzellik katmaktadır. Kilise prefabrik olarak hazırlanmış ve hazırlanması Avusturya'da 1,5 yıl sürmüştür. Kilisenin bütün dış cephesi, yan duvarları, pencere kenarları, merdivenleri, kabartmaları, çan kulesi neredeyse hemen her şey demirdendir, bu yüzden kilise Demir Kilise olarak da ünlenir. Avusturya'da hazırlanan parçalar Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden İstanbul’a taşınır. 1898’de de Sveti Stefan Kilisesi açılır. Halkın gezmesine açık olan kilisenin içi de oldukça gösterişlidir ve ziyarete değerdir.

Tamamı demirden yapılmış çok güzel bir kilise.Fener Balat gezimizde ziyaret ettik.İç dekoru çok güzel. Yangınlardan zarar gördüğü için son yapılışında demirden yapılmış. Giriş ücretsiz.

Dünyadaki tek demir klise olan bu nadide eseri gezmek son derece keyifli idi. İçeride hep yabancılar oluyor sizi de yabancı sanmaları muhtemel 😄 2 tane de magnet aldım sadece 20 lira idi tanesi 😉

Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilisesi) Lokasyon olarak tarihi dokusu henüz bozulmayan Balat ve Fener semtleri arasında Haliçin de kıyısında .Mimarı Hovsep Aznavur Bulgar eksarhanesi'ne bağlıdır kesinlikle görülmesi gereken bir yapı bahçesi çok güzel ve yapı zemininde demir çerveçeve kullanılmıştır Türkiye de böyle çok az eser vardır Kesinlikle gidin gezin haftanın her günü saat 09:00 ile 17:00 arası açık .Eminönü tramvay hattı ile balat durağında inip yürüyerek de gidilir. Eyüp fener iskelesinden daha kolay çok kısa yürüme mesafesi var.

Mahalledeki ilgi çekici noktalardan biri olan Bulgar Ortodoks Kilisesi. Avrupa'da tamamı demirden yapılmış olup gemiyle getirilip şehirde montajı yapılıyordu. İçerisi çok güzel, içeri girdiğimizde ilahiler çalıyorlardı, bu da içeriye daha vakur bir hava katıyordu. Önerilen ziyaret.

Göz alıcı bir yapı metreler ötesinden kendini belli ediyor. Tamamının demirden olması inanılmaz. İçerde mum yakabilirsiniz 20 lira gibi bir ücreti vardı.

Mimarisi ve tarihi harika. 3 katlı (bodrum dahil) ve içerisi de güzel. Haftaiçi almayabiliyorlar. Onca yol gelip içeriye alınamamak can sıkıcı olabiliyor. Açıksa kesinlikle girin

Kilisenin demirden olması, onu özel kılıyor. Söylenene göre, dünyada yalnızca 3 tane tamamen demirden yapılmış kilise var. Çevre düzenlemesi iyiydi. Otopark Geliştirilebilir.

Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilisesi) Balat ve Fener semtleri Arasında olup Haliçin kıyısında yer almaktadır. Demir Kilisenin Mimari Kim ? Hovsep Aznavur Demir kilise Hangi Mezhebe Sahip ? Bulgar Eksarhanesi bağlıdır. Sveti Stefan Kilisesi neden demir? Zayıf zemin koşulları nedeniyle betonarme donatı yerine demir çerçeve tercih edilmiştir Demir Kilise Dünyada kaç tane ? Arjantin,Avusturya, Türkiye’de 3 demir kilise vardır. Demir Kilisenin Eşsiz bir yapısı ve güzelliği sahip olan yapının Mimari tarzı neo gotik ve neo baroktur Açık olduğu Saatler Her Gün 09:00 17;00 dir Nasıl Giderim ? En basit Şehir hatları vapuru ile Kadiköy Eyüp Veya Üsküdar Eyüp Hattında Fener iskelesinde inip 5 dakika yürüme mesafesindedir. Bunun yanı sıra Eminönü’nden T5 Tramvay hattı kullanarak Balat durağında inip yine yürüyerek Demir kiliseye ulaşabilirsiniz. Bahçesinde oturun Güneşin tadını çıkarın Atmosferi içinize çekin Ayakkabılarınız Spor ayakkabısı olsun Rahat Rahat yürüyebilirsiniz.

Alt katında sergi bulunan iç kismindaki işlemeleri resimleri ayrı ayrı incelemekten zevk aldığın dış kısmındaki sutunlardan ve iç kısmındaki tanıtım broşürlerinden klise hakkında bilgi edinebilirsiniz dış güzelliği ise tartisilmaz büyüleyici ayine denk geldiyseniz saygı çerçevesinde izlemenizi öneririm

Daha önce birkaç kez taşınmış, demirden yapılma Ortodoks Kilisesi, kilise gezmeyi seviyorsanız iyi bir uğrak noktası olabilir. Çok büyük değil ve detaylı olarak gezmeniz 30 dkdan fazla sürmez. Gayet güzel ve simetriktir. Fotoğraflarda da görebileceğiniz gibi ince detaylarla doludur. Denize yakın bir konumda olması da cazibesini artıran başka bir etkendir. Kilise çıkışında İstanbul manzarası çok güzeldir.

Muazzam bir yapı dünya üzerinde kalmış tek demir kilise 500 ton ağırlığında olan kilisenin malzemesi ufak gemilerle İstanbul’a getirilmiştir bu güzel yapıyıyı görmenizi isterim giriş ücretsizdir.

Tamamen demirden oluşan Kiliseler dünyada sadece üç ülkede inşa edilmiş ve günümüzde kalan tek örneği Balat’taki Sveti Stefan Kilisesidir. İnşası için Tuna nehri üzerinden İstanbul’a taşınan 500 ton demir parçası Viyana’da döküldü. Kilisenin tarihi 1849’a dayanıyor. Ahşap olan ilk kilise yanınca, 1898’de bugünkü Demir Kilise inşa ediliyor. Bulgar Ortodoks inanışının en büyük sembollerinden biri olmaya devam eden kilise, 2018'de yedi yıllık restorasyonun ardından tekrar hizmete girdi.

Görülmesi gereken gerçekten demir bir kilise eğer oraya giderseniz Kiliseye dokunup yapısını hissedebilirsiniz

Giriş ücretsizdi. Fotoğraf çekmek yasak değildi. İçinde ve etrafında görülmesi gereken şeyler var.

Balat’ın simgeleriden olan ihtişamlı bir Bulgar kilisesi.Oldukça gösterişli süslemelere sahip, ziyaret potansiyeli yüksek ve konumu itibariyle oldukça güzel tarihi bir noktada.

Demir Kilise olarak da adlandırılan Sveti Stefan kilisesi, türünün önemli bir örneği. Balat - Fener arasında, Haliç kıyısında yer alıyor. Önce ahşap olarak yapılan ama çıkan yangınla yok olduktan sonra zeminden kaynaklı olarak beton yerine dökme demir kullanılarak yeniden inşa edilmiş. Yaklaşık 500 ton demir kullanıldığı söyleniyor.

Dünya üzerinde ayakta kalan tek demir kiliseyi görmeden olmaz. Mimarisi ve estetiği bir ayrı hoş.

Balat ve Fenere yakın Haliç kıyısında bir Bulgar kilisesi. Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılmış. Yakın zamanda restore edildi. Metal iskeleti sebebiyle Demir Kilise olarak adlandırılmıştır. Otobüs ve tramvay ile ulaşım sağlanabilir.

Turist olarak girdiğim bu kilisenin tasarımları, ince dokunuşları beni mest etti. o kadar narin ve kibar dokumaları mevcut ki. Fotoğraf ve videolar benim tarafımdan çekilmiştir. Şu güzelliklere bir bakın! Gerçekten büyüleyici bir tarz. Gold rengi aslında çok fazla sevmesem de bu kilisedeki gold fazlalığı beni hiç rahatsız etmedi. garip bir karmaşa var, ancak ahenkli bir karmaşa.

Balata giden herkesin bunu görmesini tavsiye ederim. Ücretsiz giriş. Bulgarların temsili olarak tek demir kilise olarak geçiyor. 19. yüzyıl Panislavizm döneminin çok güçlendiği dönemdir ve Ortodoks kiliselerinde Rumca ayin yapmak istemeyen Bulgarlar kendi dillerinde ayin yapabilmek için Fener Rum Patrikhanesi’nden bağımsız bir kilise kurmak isteseler de Patrikhane, Bulgarların bu isteğine karşı çıkar. Ancak Rusya’yı arkasına alan genç Bulgar devleti, Osmanlı üzerinde bir güç gösterisi yapmayı arzulamaktadır. 1849’da Osmanlı’daki Bulgar cemaatinin önderlerinden ve o dönemde milletvekili olan Stefan Vogoridis, Bâb-ı Âli’den bir kilise yapılması için izin alır. Kilisenin yapımı için de ikisi kagir, biri ahşap üç bina ve geniş bir avlusu olan 25 odalı evini hibe eder.

Kesinlikle görülmesini,gezilmesini tavsiye ederim. Girişte ücretiyle(kilise bağışı aslında) mum alıp yakabiliyorsunuz. Gördüğüm en şık en güzel kiliselerden

T5 Balat duragindan inince hemen onde, ulasimi kolaydi yani. Icine diyecek bi sey yok zaten, video cekmek yasak ama foto cekebilirsiniz.

Mimarisi çok güzel,içindeki resimler harika

Balat’ta kesinlikle uğranılması gereken bir yer. Yapı tamamen demirden oluşuyor ve oldukça etkileyici. Hem de tramvay durağına çok yakın olduğundan ulaşımı oldukça kolay.

Güzel sanatsal bir kilise,herşey görülmeye değer.

Giriş ücretsizdir. Zamanında tüm dünyada sadece 2 adet olan demir kiliselerden diğeri zamanla yok olunca bu kilise dünyadaki tek demir kilise olarak kalmıştır.

Hem dış hem iç mimarisiyle en çok etkilendiğim kiliseydi diyebilirim. Tarihi olarak da önemli bir yer tutuyor, mutlaka görülmesi gerekir.

Dünya üzerinde sağlam kalan 3 demir kiliseden birisi Stevi Stefan kilisesi. Buraya yapılan ilk kilise alev alınca, tamamen demirden yapılma fikri ortaya atılmış, demir iskeletin tüm parçaları Viyana’da üretilip burada birleştirilmiş, toplam ağırlığı ise yaklaşık 500 Ton. Kilisenin inanılmaz bir mimarisi var, içeri girdiğinize ise sizi muazzam bir iç dekorasyon karşılıyor. Metal kapılar, renkli camlar, seramik kaplama duvarlar, tablolar, altın renkli süslemeler. Sanki İtalya’da Rönesans döneminden kalma bir yapı geziyorsunuz. Özellikle giriş kapısının işlemesi sanki bir bankaya giriyormuşsunuz hissi veriyor. Kilisenin üst katına da çıkabiliyorsunuz ki, yukarıdan görüntü daha da bir hoş. Ayrıca fotoğraf çektirmeye izin veriyorlar ki normalde çoğu kilise izin verilmez. Bu da büyük bir şans. Kiliseye giriş ücretsiz. Pazar günü saat 12:00’a kadar ayin olduğu için, pazar günü gitmenizi önermiyorum. Cumartesi günü sabah en iyi saatler. Kilisenin hikayesi ise bir hayli ilginç, O zamanlar İstanbul’daki Ortodoks kiliselerinde ayinler Rumca yapıldığından dolayı Bulgar’lar kendi cemiyetlerini oluşturmak için 1850’de buraya ahşaptan bir ev inşaa etmişler. Ancak rivayetlere göre bu yapı alev almış. Daha sonrasında tamamen özerk bir kilise inşaa etmek isteyen Bulgarlar bu isteği o zamanın padişahı Sultan Abdülaziz’e götürüyor. Abdülaziz’de siyaseten “hayır” cevabını veremediği ve işi yokuşa sürmek için “yapın ama 3 ayda bitirmeniz lazım” diyor. Bulgar’lar da bu işi kiliseyi demirden yaparak çözebiliriz diyorlar. Demirini Viyana’da döktürüp gemilerle Tuna Nehri’nden Karadeniz’e oradan da İstanbul’a taşıyorlar. Ve rivayete göre tam da 3 ayda bitiriyorlar. Kilisenin ismi olan “Sveti Stefan” ise bir diğer adıyla “St. Stephan” hristiyanlığın ilk şehidi olarak kabul ediliyormuş. Bu nedenle kiliseye ismi verilmiş. İyi gezmeler..

Saat 17.00 sularında gittiğimde kapalı idi. İçeriyi göremedim. Dıştan mimarisi başarılı.

Çok etkileyici ve güzel bir kilise. Bahçesi de çok güzeldi. İnsanlar, okuldan çıkan çocuklar bahçesinde, banklarda oturuyordu. Kilisenin arka kapısı direkt sahile açılıyor. Konum olarak da çok iyi. Kilise içinden mum alıp yakabiliyorsunuz. Üst kat da gezilebiliyor. Çoğu insan bilmiyor sanırım ama alt katta küçük de bi sergi salonu var. Kiliseye girdikten sonra sol taraftaki merdivenlerden iniliyor

Dünya'da eşi benzerine az rastlanır bir yapı, tamamı tonlarca demirden yapılmış eşsiz bir mimariye sahip. Başka kiliselere göre burada girişte kılık kıyafet bakılmıyor ve giriş ücretsiz. Bu şehirde ziyaret ettiğim en büyüleyici kilise, kesinlikle ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyorum, T5 tramvay hattından Balat veya Fener durağında inerek kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz. T5 tramvayı hem ulaşımda hem bu eşsiz tarihi yapıların arasında manzarasıyla ulaşımıyla çok güzel olmuş.

İnanılmaz şatafatlıydi sadece görevli olan abla neredeyse gözleriyle dövdü beni tesettürluyum die benim tüm inançlara saygım var aynı şekilde saygı bekliyorum

Fener vapur iskelesine yakın ve şu an yanında tramvay inşaatı sürüyor. Demirden yapılmış bir kilise mimarisi muhteşem. Çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Gitmenizi tavsiye ederim. Fener iskelesine Eyüp, Sütlüce, Kabataş, Kadıköy gibi yerlerden ulaşabilirsiniz.

Özellikle hikayesini duyduktan sonra gitmek istediğim bir yerdi. İçerisindeki işlemeler hayranlık uyandırıcı. Yüksek tavanlı, loş atmosferli. Ambiyans etkileyici. Alt katında da müze gibi bazı eserler sergileniyor.

Haliç’in kıyısında muhteşem bir yapı. Hayran olmamak elde değil. Dünyada üç örneği varmış sadece ve biri bu üstelik en iyi korunanı. İçini görmeyi de çok isterdim ama kapalıydı gittiğimizde. Yol üstü zaten kesinlikle durup incelenmeli.

Görülmesi gereken tarihi yerlerden birisi ancak görevlileri o kadar itici insanlar ki tüm gezinin verdiği o keyfin içine ediyorlar. Mümkün olduğu kadar görevlilerle konuşmamaya özen gösterirseniz sizin yararınıza olur. Onun dışında çok güzel bir yer.

Bulgar kilisesi veya diğer adıyla demir kilise. İstanbul Fatih’te Balat ile Fener semtleri arasında Haliç kıyısında yer olan Bulgar Eksarhanesine bağlı bir kilise. Ziyaret açık olan ve müze gibi gezebilecek tarihi yapı.

Yolun ortasında çok dikkat çekici bir kilise. Ecdadımız çok merhametliymiş. Her dine her kültüre saygı duymuş.

Son derece bakımlı ve göz alıcı bir Ortodoks kilisesi. Haftasonları biraz kalabalık olabiliyor. Dışarıdan olduğu kadar iç süslemeleriyle de oldukça ihtişamlı bir yapısı var. Geçirdiği restorasyon çalışması oldukça başarılı bir sonuç vermiş.

Eskiden osmanli vatandasi istanbulda yasayan bulgar ortodoks cemati tarafindan yapilmis kilise. Dövme demirden yapilmis dunyada tek kalan demir kilise olmasi da onemli. kilise baya gorkemkemli ici suslemeleri hoş. balata gitmisken demir kiliseyi gormeden gecmek olmaz

Çok muazzam bir yapıydı. Dışarıdan da içeriden de harika görünümü var. İçeriye girişler ücretsiz. Fotoğraf ve video çekilmesinde herhangi bir yasak ve uyaran bulunmuyor. Ulaşım için Cibali tramvayıyla Balat durağında inebilirsiniz. Eminönü tarafından geliyorsanız Eyüp yönüne giden bir çok otobüsle burada inebilirsiniz.

istanbulda mutlaka görülmesi gereken dini bir mekan kara ve deniz yoluyla ulaşabilirsiniz çok muntazam korunmuş içi şahane resimler ve rölyef lerle dolu

Ücretsiz giriş, mükemmel bir tasarımı var, tramvay yolunun üzerinde olması ulaşım kolaylığını da sağlıyor 😊

Dünyanın tek demir kilisesi unvanıyla anılır. Balat ve Fener semtleri arasında bulunuyor. Bulgar Eksarhhanesi'ne bağlı kilise 1859 de İstefanaki Bey adına inşa edildi. Mimarı Hovsep Aznavur'dur. İstanbul'daki kesinlikle görülmesi gereken kiliselerin başında geliyor. Gerek iç mimarisi gerek dış mimarisiyle göz alıcı bir yapı Ziyaret saatleri her gün 09.00 ve 17.00 arası Üst kata çıkıp kilisenin iç dokusunu daha derinden hissedebilirsiniz.

Balat mahallesinin ilgi çekici yerlerinden biridir. Tamamen demirden yapılmış bir Ortodoks Hıristiyan kilisesi! Mermere benzeyen şey de demirden yapılmıştır ve içi altın levhalardan yapılmıştır. Kornaya bakılarak yerleştirilmiştir, çok çok güzel. Ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.

Ayine denk geldik. Kilise görevlileri iyi ve saygılıydı. Ayrıca demir kilise Balatın en önemli simgesi diyebilirim. Restorasyon sayesinde görkemli ve ihtişamlı duruyor.

Muazzam güzellikte bir yapı. Kesinlikle ziyaret edilmeli. Fener rotasına eklenmeli.

Giriş ücretsiz. Çok ihtişamlı bir kilise. Üst kata çıkmanıza, oturmanıza, fotoğraf çekmenize izin veriliyor. İstanbulda mutlaka gidilmesi gereken bir yer.

Kiliseyi deneyimeyemedik malesef, şort var diye içeri almıyorlar. Yazın bu sıcağında kapanıp da gelmediğimiz için üzgünüz. O kadar uzaktan geldik geri döndük.

Gittiğim kiliseler arasında en güzel ve en özellerinden biri diyebilirim. Yapı malzemesi olarak demir ve priferfik malzemelerin kullanılması bu eşsiz güzelliğin oluşmasındaki en büyük pay diyebilirim. Diğer ismi Bulgar Kilise olarak geçiyor ve Bulgaristan merkezli bir yönetime bağlı kilise. Akşam 16.30 a kadar gezip göreceğiz bir yer. Tavsiye ediyorum 🙋🏻‍♂️🍀

Dünyada tek ayakta kalan, demir kilise. Tarihi eskiye dayanıyor ve trajik olaylarla dolu. Kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer. Mimarisi gözleri büyülüyor. Yeniden yapımıyla birlikte restorasyon sonrası ziyaretçilere açık Saat 5te kapanıyor, 4.30tan sonra giriş kapalı

Hikayesi de en az kendisi kadar etkileyici olan ve dünya üzerinde ayakta kalan tek demir kilise olan bu yapıyı görmeden ölmemek gerekir .. giriş ücretsiz .. 17:00 ye kadar acık .. içerisi tam bir balkan ortadoks kilisesi canlılığındayken dışardan sade ve mutevazi yapının vitrayları ve bahcesi de ayrıca güzeldir ..

Bulgarlar tarafından yapılmış olan 3 adet demir kiliseden günümüzde tek ayakta olanı. Yapı prefabrike olup parçaları taşınarak monte edilmiştir. Kilise ufak ve havasız , ben gittiğimde hava da sıcaktı, bunun dışında kültürel moziğimizin güzel parçalarından birisidir.

Kesinlikle görülmesi gereken yerlerden birisi. Zaten konum olarak da şahane diyebiliriz. Balat’ta gitmişken Fener Rum Patrikhanesi uğrayıp popstel’de rum patrikhanesi manzaralı fotoğraf çekilip soğuk kahve falan içersiniz.

Kiliseye T5 tramvayıyla çok rahat ulaşabilirsiniz. Işıklandırması iyi kiliseyi rahatça görebiliyorsunuz. 17.00 de kapandığı için 2. Katı 16.40 gibi kapatıyorlar. Üst kata çıkmak isterseniz erken gelmenizi tavsiye edebilirim. Yapısal olarak güzel bir mimariye sahip. Görülmeye değer.

Tarihi açısından kesinlikle gidilip görülmeli, nadide bir eser ve mimarisi göz alıcı. Daha vapurdayken parlıyor ve gözünüzü alıyor☀️🍁

İstanbul'daki açık ara en güzel kilise. Çok küçük olmasına rağmen hem bahçesi hem de içini gezmek 1 saate yakın sürecektir. Çünkü içerideki ambiyans çok güzel. İstanbulda kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri. Dış mimarisi de çok güzel.

Mimarisi göz kamaştırıcı, kesinlikle gezilip görülmesi gereken bir yer. Ayrıca dünyada tek ayakta kalabilen demir kilise. Önceden hane olup, o zamanki halkın el birliğiyle kilise olmuş bir yer. Ayrıca en alt katında resimlerle sergi yapılmış. 16.30 dan sonra giriş yapamıyorsunuz. Ayrıca her pazar ayin yapılıyormuş. Uğramadan geçmeyin

Burası Fener’de bulunan Demir Kilisedir. Buranın en büyük özelliği demirden yapılmış olmasıdır. İç kısmına çok özenilmiş ve kaliteli malzemeler kullanılmış. Zemin katında sergi bulunmaktadır. Buraya ulaşmak kolaydır. Eminönü’nden 99A’ya binerseniz fener durağında ineceksiniz tam buradadır.

Güzel. Önerilebilir. Bu kilisenin tamamı çelikten yapılmış, dünyada bu şekilde yapılan ilk olma özelliği taşıyor.

Sveti Stefan Kilisesi Ekim 1859 tarihinde inşasına başlanmış ve Temmuz 1896 tarihinde inşası tamamlanmış olan bir kilisedir. Kilisenin bütün dış cephesi, yan duvarları, pencere kenarları, merdivenleri, kabartmaları, çan kulesi neredeyse hemen her şey demirdendir, bu yüzden kilise Demir Kilise olarak da bilinir. Zamanında tüm dünyada sadece iki adet olan demir kiliselerden diğeri zamanla yok olunca Balat’taki Sveti Stefan Kilisesi dünyadaki tek demir kilise olarak kalmıştır. ÖZELLİKLERİ: * Neo barok ve neo gotik mimari tarzının en iyi örneklerinden biridir. * Mimarı ise Hovsep Aznavur'dur. * Çan kulesinin yüksekliği 40 metredir. * Dökme demir ve çelik bu kilisenin yapımında kullanılan malzemelerdir. * Resmi tatiller dışında haftanın her günü açıktır. * Haftanın her günü 09:00 - 17:00 arası kiliseyi ziyaret edebilirsiniz. * Kilise ziyareti herhangi bir ücrete tabi değildir.

Gittiğim en güzel kiliselerden biri, hafta sonu gitmeme rağmen hiç kalabalık değildi tarihini çok güzel korumuş bir yer.

500 ton demirden yapılan namıdiğer Demir Kilise, dünyada ayakta kalan nadir demir kiliselerden biri. Her gün açık olan kiliseyi 08:00 – 17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Kilisenin tarihi 1849’a dayanıyor. Ahşap olan ilk kilise yanınca, Haliç kıyısındaki zeminin betonerme inşaata uygun olmaması sebebiyle 1898’de bugünkü Demir Kilise inşa ediliyor. Projenin mimari Hovsep Aznavour, inşaatçı firma Viyana’dan Rudolf von Wagner. 4 milyon gümüş levhasına mal olan kilisenin demir parçaları Viyana’da döküldükten sonra, gemilerle İstanbul’a getirilmiş. 3 kubbeli, Haç planlı kilisenin mihrabı Haliç’e dönük. Çan kulesi 40 metre yükseklikte. Çanların hepsi Rusya’da dökülmüş. Ahşap ikonostas bölümü müthiş bir zarafet örneği. Bu bölümde Rus ressamların yaptığı orjinal resimler çok iyi durumda.

Restorasyonu bittikten sonra tekrar ziyarete açılan bir kilise. Balat sahilde bulunuyor. Güzel ve bakımlı bir bahçe içerisinde göz alıcı yaldızlarıyla duruyor. Ortam her ne kadar ağır gelse de gezilip görülesi bir yer.

Biraz kasvetli bir havası var ama görmeye değer. Kilise yanginlardan etkilenmesin diye demirden yapılmış. Konumu güzel, bahçesi bakımlı. Meryem Ana Ayazmasi ve Balat'taki diğer kiliselerle iyi bir rota oluşturulabilir.

500 ton ağırlığında olan bu kilise tamamen demirdendir. Prefabrik olarak koyulmuştur içerisinin atmosferi, kokusu, mimarisi insanı cezbediyor. Ulaşımı kolay olduğumdan herkesin bir kere gelip görmesi gereken bir yer ve etrafında da güzel kiliseler tarihi yerler bulunduruyor. Giriş tabii ki ücretsizdir ancak hediye almak isteyenler için içeride küçük bir yer mevcut.

Çok etkiliyici, güzel kesinlikle görülmesi gereken bir yapı. Ne kadar büyük bir mirasın üstünde yaşıyoruz. Bir tarafta eşsiz güzellikteki camiler, diğer tarafta kilise ve sinagoglar. Kiliseye tekrar gelecek olursak zamanında tüm dünyada sadece 2 adet olan demir kiliselerden diğeri zamanla yok olunca Balat’taki Sveti Stefan Kilisesi dünyadaki tek demir kilise olarak kalmıştır. Üç kubbeli ve haç şeklinde olan kilise, dış süslemelerinin zenginliği ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Mihrabı Haliç’e dönük olup içi çok süslemeli ve sanatlıdır. İstanbul'da görülmesi gereken bir yapı.

Bulgar kilisesi, namı diğer demir kilise, sanırım demir prefabrik kilise olarak Türkiye de tek örnek. İçi ve dışı kabartma ve işlemeler ile özenle yapılmış. Özellikle içerisinde altın varak süslemeler kullanılmış. Kilise 1898 de tamamlanarak ibadete açılmış. Son restorasyonu yedi yıl sürerek 2018 de tekrar ibadete açılmış. Yapımında yaklaşık 500 ton çelik kullanılmış. Balat semtinde Haliç kıyısında olan kilise ziyaret etmeye değer.

Balatta hemen deniz kıyısında gerçekten ihtişamlı bir yapı. Halen aktif olan bir Bulgar Kilisesi. Yapı itibariyle ülkemizde sadece bir tane var. Bulgaristandan getirilen demirler bulunduğu yerde birleştirilerek inşa edilmiş. Bu nedenle halk arasında demir kilise olarak anılıyor. İç dekorasyon mimari ve akustikte muhteşem. Ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz

Dünyadaki nadir demir kliselerden.Ayrıcalıklar içerisinde sergi alanı var girişte hemen solda gitmişken orayı görün.

Burayı 25 Şubat 2024'te tarih grubu ile beraber ziyaret ettim.Giriş ücretsiz.Balat-T5 durağına 5 dk yürüme mesafesinde.İçerisi minimalize edilmiş bir kiliseydi.Görüp gezmenize değer.

Tarihi ve çok güzel bir mekan. Bahçesinde park etmiş araçlar görmemeyi dilerdim. Çok mu zor acaba içeriye araç sokmamak, park etmesine engel olmak. Kendi çalışanları, kullananları kendi alanlarına "saygı" göstermiyor, ne kadar acıklı.

İhtişamlı Bulgar Ortodoks kilisesi.Prefabrik olarak demirden yapılmış.Alt kat sergisi,üst kat,ikonlar,vitray pencereler.Gercekten çok bakımlı ve güzel tarihi bir ibadet mekanı.

Oldukça şık bir yapı sahilin yakınında bulunuyor ulaşımı rahat ziyaret edilebilir. Tamamı demirden yapılmış eski bir kilise Bulgar kilisesi diye geçiyor ve içini güzel restore etmişler alt kata ve üst kata erişilebilirsiniz hatta üst kata kesin çıkın derim. Bahçesinde mezarlar var birkaç tane. Özellikle Aya Yorgi kilisesi ile birlikte gezebilirsiniz aynı gün ulaşımı kolaydır. Çok kalabalık değildi kesin ziyaret edin derim.

Sahile yakın güzel bir kilise

Zamanında stratejik bir düşünce ile Sultan Abdülhamid han, Balat'taki Rum ortodoks patrikliğinin karşısına onunla aynı hukuka ve muadile sahip bulgar kilisesi yapılmasına karar vermiş. Tabi kararlaştırılan yerin zemini bataklık olduğundan geleneksel inşaatlarla olacak iş değilmiş. Bunun üzerine Osmanlı'nın ermeni mimarı olan hovsep aznavur bir proje hazırlıyor. Türkiye'de ilk olan tamamen demir prefabrik bir yapı tasarlıyor. Berlin de hazırlatıldığı düşünülen demirler buraya getirelerek temele yerleştirilen 3 aks üzerine montajlanıp kilise tamamlanıyor. Hem dışardan hemde içerden Balat rum klisesine göre çok daha ihtişamlı görünüyor. Alt katına bir takım resim sergisi yapılmış ancak bakımlı değil hatta pencere önlerini temizleyecek biri bulamamışlar galiba, pislik içinde

Tek kelimeyle muhteşem. Restore edilip tekrar açılmış, Osmanlı'da görev almış İstefanaki bey adına yapılmış. Dökme demir bir kilise, kesinlikle görmeye değer.

İstanbul'da mutlaka görülmesi gereken kiliselerden biri olduğunu düşünüyorum. Girişler ücretsiz. Çok aşırı kalabalık değil. Genellikle turistler var. Alt katında sergi alanı da var.

balata gittiğimde ziyaret etmiştik arkadaşımla ayrıca bu yer okuduğum bi kitapta geçiyordu ama adını hatırlayamıyorum

Uzun zamandır ziyaret etmek istiyorduk ancak gidebildik. Şahane bir yapı 👍🏻 Demir klise olarak da tanınıyor. Bulgar Ortadoks Klisesi ⛪️ 09:00 - 17:00 saatleri arasında ziyarete açık.

Mimarisi ile büyüleyici güzellikte olan bu kilisenin hikayesini okuyunca dahada etkilendim.Bulgarlar 1850 yıllarda Fener Rum Patrikhanesi'nden bağımsız bir kilise kurmak için Osmanlı yönetiminden izin alırlar.Önce küçük bir ahşap kilise yapilir.Adinida bağışçısı olan Sweti(Aziz) Stefan dan alır.Bir süre sonra Fener Rum Patriği Bulgarlari aforoz eder.Bulgarlarda bunun üzerine daha gösterişli daha büyük bir kilisa inşa etmek için tekrar Osmanlilardan izin alirlar.Bulgarlar bu kilisenin inşası için bir yarışma düzenler ve yarişmayi Ermeni Mimar Hovsep Aznavur kazanir.İhaleyide Avusturyalı Rudolf Waagner kazanir.Kilisenin inşası 1,5 yıl sürer. Kilisenin bütün dış cephesi, yan duvarları, pencere kenarları, merdivenleri, kabartmaları, çan kulesi neredeyse hemen her şey demirdendir, bu yüzden kilise Demir Kilise olarak da ünlenir.Kilisenin yeri denize çok yakın olduğu için kilise, aşınmaya karşı beton yerine tamamen demirden yapılır. Önce deneme amaçlı Waagner şirketinin bahçesinde prefabrik olarak kurulur. Sonra parçalar Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden İstanbul’a taşınır. 1898’de de Sveti Stefan Kilisesi açılır. Patrikhane de 1945’te Demir Kilise’yi tanımayı kabul eder.

istanbul'un Fatih ilçesinde Balat semtinde yer alan Sveti Stefan Kilisesini sizlere anlatmak ve bahsetmek istiyorum Sveti Stefan Kilisesini, özel yapan bir özelliği var demirden inşa edilmiştir. Kilise tamamen Zamanında, tüm dünyada sadece 2 tane olan demir kiliselerden diğeri zamanla yok olunca Sveti Stefan dünyadaki tek demir kilise olarak varlığını sürdürmektedir. 3 kubbeli olan ve dış mimarisinin güzelliği zenginliği dikkat çekerSveti Stefan Kilisesi, bilinen adıyla Demir Kiliseden, dünyada 3 tane yapılmış, bunlar Arjantin, Avusturya ve Türkiye'de bulunuyor.Arjantin ve Avusturya'daki kiliselerin yok olduğu,sadece Balat'taki demir kilisenin ayakta kaldığı biliniyor...

Taş bir temel üzerinde, neredeyse tamamı demir olan üst yapısıyla Haliç'in simge yapılarından biri. Namıdiğer Demir Kilise. İçeride sürekli olarak ilahilerin çalındığı kilisenin üst balkon kısmı ve bodrumdaki sergi alanı görülmelidir. Bahçesinde, muhtemeldirki öncelikle kuşlar için yapılmış, klasiğin dışında bir çeşme bulunuyor. İki yanından araçların geçtiği, ortada ada gibi duran, bilinilen ancak pek ziyaret edilmeyen bu kilise, görülmeye değer.

The Church of St. Stephen is a unique building not only in Istanbul, but throughout the world, as it was built entirely of iron. Structures with a total weight of 500 tons were made in Vienna in 1895. The solemn consecration of the church took place in 1898. In 1912, it was closed for restoration and opened only 100 years later. Stephen Kilisesi, tamamen demirden inşa edilmiş olması nedeniyle sadece İstanbul'da değil, dünyada eşi benzeri olmayan bir yapıdır. Toplam ağırlığı 500 ton olan yapılar 1895 yılında Viyana'da yapılmıştır. Kilisenin kutsal kutsaması 1898'de gerçekleşti. 1912'de restorasyon için kapatıldı ve sadece 100 yıl sonra açıldı.

Bulgar Sveti Stefan Kilisesi.Bulgar Ek sarhhanesi'ne bağlı kilisedir. İlgiç yanı tamamı demir malzemeden ve prefabrik olarak yapılmıştır. Bütün parçalar birbirine cıvata ,somun, perçin ve kaynakla birleştirilmiştir. Üsküp açısından neogotik yer yer neobarok öğeler içerir Kilise kulesinde bulunan çeşitli büyüklükteki altı çanın üzerinde kilise için rusyada Yaroslavi kentinde döküldüğü yazılmıştır. Kilisenin içi ve sergi katı çok güzel.

Bulgarlar önceden Rum Orthodoks kilisesinde ibadet ederlermiş ama imparatorluğu parçalamak için köpürtülen milliyetçilik Bulgarları da Rum Orthodox kilisesinden ayırmış. Bulgarlar kendilerine ayrı bir kilise isteyince önce buraya ahşap bir kilise yapılmış sonra kilise bir gece esrarengiz bir şekilde yakılınca bu demir kilise fikri ortaya çıkmış. Dünyada varolan üç demir kilisede hala ayakta olan tek demir kilise olduğu söyleniyor.

Sveti Stefan ya da demir kilise. Dünya'daki tek ortadoks demir kilise. Fener iskelesine 5dk yürüme mesafesinde. 17.00'a kadar ücretsiz ziyafet edilebiliyormuş.

Balat sahil kısmında bulunan kilise gerçekten çok cazip. Görülmesi gereken bir yapı. Dünyadaki tek demir kilisedir. Tamamen demirden yapılmıştır. Parçaları Viyana'da yapılmış olup Tuna Nehri üzerinden taşınmıştır. Üç kubbelidir, gotik bir yapıya sahiptir.

İstanbul’daki Bulgar azınlık, aslında 19. yüzyıla kadar Rum Ortodoks Kilisesine bağlıymış. 18. yüzyıl sonlarında başlayan milliyetçilik akımının etkisi ve Rusların desteğiyle, Bulgarlar kendi dillerinde ibadet etme isteklerini Osmanlı sarayına iletmiş. 💫⭐️💫 Padişah talebi kabul etmiş ve ilk olarak Haliç kıyısında küçük bir ahşap kilise yapılmış. Ama bu kilise meşhur İstanbul yangınlarından nasibini alarak harabeye dönmüş. Sonra aynı yere, bu kez daha büyük bir kilise yapılması gündeme gelmiş; planı da Ermeni mimar Hovsep Aznavur çizmiş. Ve bulunduğu zeminin zayıf olması nedeniyle betonarme yerine demir iskelet tercih edilmiş. ⭐️💫⭐️ Gotik mimari özellikleri taşıyan kilise, 1871 yılında Viyana’da yapılmış ve parçalar halinde Tuna Nehri üzerinden gemilerle getirtilip Haliç kıyısındaki küçük bir bahçeye kurulmuş. 💫⭐️💫 1870 yılında Sultan Abdülaziz’in fermanıyla patrikhaneden bağımsız statüye geçen kilisenin yönetimi için de bir de Eksarh (Bulgar Ortodoks Kilisesinde önder, başpapaz) görevlendirilmiş. ⭐️💫⭐️ Haliç kıyısında tamamen demirden inşa edilen Aziz Stephen Bulgar Kilisesi’nin öyküsü bu. Tamamen demirden inşa edilen dünyadaki 3 yapıdan biri; diğer ikisi Arjantin ve Avusturya’da. 💫⭐️💫 Tamamı restore edilen kilise, yaklaşık 9 yılın ardından açılmıştı. Hala gitmediyseniz mutlaka görün derim. Haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz. 🔻 Stefan kilisesi, diğer adıyla Demir Kilise..Balat'la Fener semtleri arasında Haliç kıyısında yer alıyor...1898 yılında açılan kilisenin en önemli özelliği tamamen demirden oluşması ve dünyada kalan tek demirden kilise olmasıymış. İnşası için 500 ton demir Viyana'da dökülmüş ve Tuna nehri üzerinden gemilerle Istanbul'a taşınmış. Bulgarların kültürel ve dini bilincinin uyanışını temsil eden kilisenin tüm dış cephesi, yan duvarları, pencere kenarları, merdivenleri, çan kulesi demirden yapılmış. Sadece mihrap kısmı ağaçtan yapılıp altın kaplanmış. #Demirkilise #svetistefan #church #bulgarianchurch #Balat Sanat , heykel , müze , park , orman , arkeoloji , kitap, resim, kafe , çay

⚪️Atmosferiyle mimarisiyle harika bir yapı. Tamamı demir ile yapılmış. Giriş ücretsiz. Vaktiniz olursa kesinlikle tavsiye ederim

Restore edilmeden önceki halini bilmiyorum görmemiştim ama yıllardır bi restorasyon hikayesi vardı gidiyordu. Lakin bitince anladım ki gerçekten çok güzel yapılmış. Yapanların emeğine sağlık diyorum. Kesinlikle gidilip görülmesi gerelen bir mekan. Aslına uygundur değildir tarihçi değilim bilemem ben göz zevkime gçre konusuyorum sadece tek kelimeyle bayıldım. Üst kata çıkıp aşağıya şöyle bir baktınızmı ihtişamdan gözleriniz kamaşıyor resmen.

İstanbul, Fatih'te, Balat'la Fener semtleri arasında Haliç kıyısında yer alan Demir Kilise, , Bulgar Eksarhhanesi'ne bağlıdır. Apsis cephesi, Haliç boyunca uzanan Balat Vapur İskelesi Caddesi'ne, giriş cephesi ise buna paralel olan Mürsel Paşa Caddesi'ne bakmaktadır. En ilginç yanı tümüyle demir malzemeden ve prefabrik olarak yapılmış olmasıdır.

Demirden inşa edilmiş, çok özel bir yapı. Pandemide üst kısmı kapalıydı, artık açık. Üst katına çıkıp ihtişama daha fazla odaklanabilirsiniz. Fotoğraf çekilmeyi sevenlerin ilgi alanı. Belirli dönemlerde kutsal ayinlerde gerçekleştiriliyor.

Kesinlikle görülmesi gereken harika bir ibadethane. Mimari açıdan çok başarılı ve estetik olmakla birlikte ulaşımı da oldukça kolay. Bence Balat sahil hattında mutlaka uğramalısınız.

Restore olduktan sonra ilk gelişim normal klise taksimde daha güzellerini gördüğüm için yüksek puan veremeyecem, tabi burda insanlar ibadete geldiği için yorum yapmak benim haddim değil

Şahane bir mimari gerek dışı gerekse içi büyüleyici .Trajik bir hikayesi var ve bahçedeki çatlaklardan bu hikâyenin devam ettiği manasını çıkardık. Fakat umarım çok daha uzun yıllar zerafetiyle ayakta kalır. Haftaiçi gezdik oldukça sakin idi bu rotaya göre..Küçük bir Bulgar klisesi 35-40 dakika kâfi gezmek için. .

Mimarisi ile büyüleyen bir yer . İstanbul’daki gereksiz betonlaşmanın tam ortasında görülmesi gereken bir yer .

Mükemmel. ilahileri sevdim 😄 müslüman olarak kiliseye gitmek ilk başta garip hissettirmişti ama aştığımı düşünüyorum.

İçi de dışı kadar görkemli olan bu bulgar kilisesini muhakkak görmelisiniz. Özellikle vitraylarından kaynaklanan iç mekana yansıyan renkli ışıklar gün batımına doğru gittiğinizde, görülmeye değer bir şölen oluşturuyor.