Sillyon Antik Kent

Güzel yer ama biraz bakımsız ve bilgilendirme az tabelalar yetersiz gibi geldi biraz.

Eylül 2024te ziyaret ettik. Ulaşım kolay ve yolu asfalt. Ören yerinde kazı ve düzenleme işleri devam ediyor. Kent içi yollar tozlu ve zorlu. Girişteki köy bakkalindan su alınıp, Osmanlı çeşmesinden el ve kafayı ıslatıp 30 dakikada gezilip bitirilebilir. İlerleyen yıllarda kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Şuan ki haliyle bile iyi ki gitmişiz dedik. Bir ören yerinde öncesi ve sonrasını(2025+) görmek isteyenlere tavsiye edilir.

Tırmanışlı patikalar, bozuk zemin ve bakımsızlığa rağmen görülmesi gereken devasa bir antik kent olduğunu düşünüyorum. Yükseklere çıktıkça manzara güzelleşiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı burayı gözden çıkarmış olmalı ki ne bir otoparkı var, ne tahtadan merdivenleri var. Restorasyon çalışması göstermelik bence (anladınız siz onu). Gördüğünüz yıkıntılara ulaşmak için yolu kendiniz bulmalısınız. Bozuk zeminde ve uçurum kenarlarında dikkatli olmak gerekiyor. Tamamını gezmek istiyorsanız çantanıza mutlaka su ve yiyecek koyun. Dinlene dinlene, fotoğraf çeke çeke 4-5 saatinizi alır ama Sillyonu gördüm dersiniz.

Uzaktan küçük bir yer gibi görünse de Sillyon Antik Kenti çok büyük. Dağın eteklerinden zirveye kadar patika yoldan çok keyifli yürüyüş oluyor. Dağın tepesi düzlük sayılır orada cami vb eserler var. Tarihi yerleri gezmeyi sevenlere Sillyon’a da gitmelerini tavsiye ederim

Yer güzel ama yeterli düzenleme gitemedim kaderine terk edilmiş gibiydi

Gezmesi ve yukarı çıkışı hava durumuna göre zahmetli olabilir.M.Ö. 3. yüzyılda kendi parasını basmaya başlayan kentin ismi, paraların üzerinde, Sylviys olarak geçer. Sillyon olarak adlandırılmaya, muhtemelen Roma Dönemi’nde başlanmıştır.Kentin kurulu olduğu tepenin batı tarafında, giriş kapısı ve Helenistik Dönem mimarisini yansıtan surlarla çevrili akropolis yer almaktadır. Tepeye çıkıldığında, kuzeybatı yönünde sokaklar ve evlerin kalıntıları, batıda ise; Selçuklu Dönemi’nden kalma cami, Bizans Dönemi’nden kalma kilise ve sarnıç görünür. Tepenin güneybatı eteklerinde, 8.000 kişilik tiyatro ve yanında odeon bulunur. Tiyatronun çevresinde, büyük su sarnıçları göze çarpmaktadır.Ancak büyük bir kısmı harap durumdadır.

Güzel bir antik kent ama park yeri yok ve kenti daha fazla ilgiye ve gelişmeye ihtiyacı var.

Bilete veya müzekarta ihtiyaç olmayan hala kazı çalışmaları devam eden bir yer. Başta çıkmak kolay ama en üstüne çıkmak için tırmanmanız gerekiyor. Spor yapmak ve görmek istiyorsanız buna değer. Keşfedilesi yerler

Ağustos 2024 te ziyarete gittik Giriş falan yok açık alanda kurulu Park yeri sıkıntısı yok sağa sola yola park edilebilir Bilet vs görevli de yok doğal olarak Ancak içeride çalışma var galiba her yer ince toz Felaket toz oluyor yürürken Stadion ortaya çıkarılmaya çalışılıyor Bir iki iş makinesi ve bir kaç kişi gördük uzaktan Gerisi tenha boşluk Surekli yukarı doğru tırmanış var Merdivenli olan kısımda var düz toprak dikenli yollarda Ağustosta 42 derece sıcakta yapılacak iş değilmiş Dağın en tepesine tirmanamadik doğal olarak Sıcak ve yorucu tırmanıştan sonra Helenistik kuleye ulaşıp geri döndük. Osmanlı çeşmesini gördük az az su akiyor hala. Yanınıza şapka ve bol su almayı unutmayın. Gezilecek güzel bir antik kent ancak bakımsız ve daha faaliyete açılmamış

Şuana kadar gördüğüm en virane Antik kent. Ailemle gittim. Gerçekten çok üzüldüm. Resmen tarihin akışına bırakılmış. Hiç bir düzen yok. Sanki unutulmuş gibi. Sanırım kazı çalışması da yok. Halbu ki mimarisi çok iyi. İçinde Antik kent ile aynı yaşta kaynak suyu var ve içiliyor. Alanı çok büyük eğer düzenlenirse isminden söz ettirecek bir tarihi alan olacak. Haritada yola dikkat edin bazı yollar çok kötü. Birkaç yol ile gidebilirsiniz.

Eylül 2023 itibariyle Stadyum ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Yollar düzgün değil ve oldukça eğimi yüksek. İçerisinde bir de Osmanlı mesciti olması beni şaşırttı açıkçası. Tarihe meraklıysanız ve kondisyonunuz iyiyse gelin bence. Antik kentin hemen girişinde bir çeşme mevcut buradan su ihtiyacınızı giderebilirsiniz.

Çok dağınık bir yerleşimi var. Giriş ücretsiz ve bakımsız. Her yerde diken var kot tarzı kalın pantolon giymenizi öneririm. Her yerde iguana gibi kertenkeleler var korkmayın. Dağlık alan olduğu için yokuş çıkmanız gerekiyor, spor yada trekking ayakkabısı giymelisiniz. Antik kent girişinde bakkal var fiyatları yüksek ama ihtiyaçlarınızı oradan temin edebilirsiniz.

Doğa yürüyüşü yaparak antik yapıları keşfetmek için çok güzel bir yer. Özellikle dağın tepesine çıkıp oradaki yapıları incelemenizi tavsiye ederim. Restorasyon çalışması ile çok güzel bir ören yerine dönüşeceğine eminim.

Biraz fazlasıyla doğa ile iç içe kalmış.Dış dünyadan soyutlanmamış. Bir çok eser gömülü belki, doğanın içinde olduğu için sürüngenler sürekli etrafınızda görmeniz mümkün şaşırmayın . Tam tepeye kadar tırmanmadım. Halbuki giderken o tepenin manzara aşağıdan çok güzel görünüyordu.

Yaklaşık 2000 yıl önce kurulan antik kent günümüzde önemli derecede hatları belirgin yapılarıyla kısmen ayaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan kale kalıntılarının bazıları doğal olarak çökmüş ve taş yapılar çevre halkı tarafından yıllar içinde alınmıştır. Dikkatle incelediğinizde bölgeye yayılmış yığıntıları görebilirsiniz. 2 küçük çocukla gezdiğim bölgede bunun zorluğunu belirtmem gerek. Mümkünse uygun ayakkabılar ile gelmeniz ve yanınızda çocuk olmaması. Kale muhafız kapısı yanında bir de çeşme bulunuyor. Bu çeşme günümüzüde sadece otlatılan keçilere fayda sağlıyor. Zira büyük arıların yuva yaptığı bir yere dönüşmüş. Bakanlık tarafından acilen bakımları yapılıp korumaya alınmalı. Muazzam manzaralı bir tiyatrosu var. Drone ile giderseniz efsanevi videolar çekebilirsiniz.

Perslerden, kısa boylu Makedonyalı Iskendere, Bizanstan Osmanlıya kadar bir çok tarihi dokuya sahip kale, gayet virane ve tehlikeli bir o kadar da "vay be ne müthiş işçilik ve mühendislik var" dedirten bir yapıya sahip. 1 puan eksik, çünkü hiç ilgilenilmemiş.5 puan vermek isterdim. Çünkü nasıl yapmışlar diye hayret edeceğiniz çok zor harikalar var. Çobanlar davar güdüyor. Gütsünler. Hiç olmazsa onlar bekçileri sayılır bekçisi olmayan antik kentin. Güneyindeki kayalara oyulmuş antik tiyatro 1974 yılında dağ gibi devrilmiş. Üst kale girişi de geçen sene (2018)de yağmurlar sonucu yıkılmış. Kenarlarda dolaşmayîn. 50 metrelik uçurumlar korumasız. Çakıldan ayağınız kaymasın. Ara, ara kuyular var. Muhtemelen çobanlar büyük duvar taşları ile çoğunu kapatmış ama açık olanların içine düşerseniz sesinizi de zor duyurursunuz. Kot pantolonla gezmenizi tavsiye ederim. Çalılar ve otlardan rahat etmeniz için. Tepeye çıkın, hem spor olur hem de bizans, Osmanlı Selçuklu yapıları ve yıkılmış devrik tiyatroyu görürsünüz. Çoluk çocuğa sahip olun. Tehlikeli yerler var. Mızmız olanlarla çıkmayın. En az iki saat ayırın fotoğraf çekecek iseniz. Konu mankeni de alın yanınıza. Gün batımı fotoğrafları da bulutlar ile birlikte harika görünüyor. Tepekedeki tek parça kayaya oyulmuş yapılar ve girişteki tek parça yerli kayaya oyulmuş çeşme teknesi ve oluğu eşsiz bir yapı. Başka örneğini görmedim. Iyi gezmeler. Tiyatro, haşmetli medeniyetlerin bile yok olduğunu gösteriyor. Anayola 12km. Tabelalar sizi yönlendiriyor. Antalya'ya 30 km. Yok asfalt. Üzerinde deri çantam, heybesi ve anahtarı ile üzerinde bıraktığım moturuma geçen köylülerden hiçbiri dokunmamış dedikleri gibi bir şey olmamış. Anadolu insanı saf ise iyidir. Ne kadar karışık ise güven o kadar azalıyor.

Müze karta gerek yok. Koruma altına alınması gereken bir alan aslında ama çok atıl durumda kalmış. Yürüyüş için güzel bir parkur olabilir.

Silyon mükemmel bir tarihi mucize uzun uzun defalarca ziyaret edilir

Çok büyük bir alan. Eğer layıkıyla gezmek isterseniz 3-4 saat ayırmanız gerekir. Çok geç saatte gitmemenizi tavsiye ederim. Antik kentin içinde yol çok bozuk. Bildiğiniz keçi gibi tırmanıyorsunuz her yere. Geç saate kalırsanız tehlikeli olacaktır. Değer mi değer ama. Antik kent çok iyi korunmuş.

Zorlu bir yürüyüşle,kaleye çıktık, (6 saatte)Dağcılık kulübüyle,tehlikeli bir parkur,restore 2008 de başlamış ama daha çok işi var.

Üvey evlat!!! Antik kentlerin unutulmuş virane ilgi görmeyen ne yolu ne koruyanı sahip çıkanı bulunan zavallısı.sadece anayolda 2 yerde tabelası var kısacası adı var kendi yok olmak üzere.koltuklarında bir yerlerini büyüten tüm yetkililere yazıklar olsun!!!

Herhangi bir giriş ücreti yok Bakımsız ve harabe halde Heryerde taşlar var yürürken dikkat edin Herhangi bir çalışma yapılmamış Terlikle gitmeyin ayağınız kayıyor

Kültür bakanlığının biraz daha ilgilenmesi lazım...Görmek için tavsiye ederim...

Çok güzel bir yer aslında,ama aşırı bakımsız.kale çıkan düzgün patika yol yok.yıkıntıların arasından dağa tırmanıyorsunuz,bayı yerler heyelandannkaymış,dikkat etmek lazım.En yukarıda oldukça büyük bir yerleşim alanı var aslında,duvarlar, yıkıntılar taşlar.Ama çalılar sarmış her yeri, yürümek zor. Bir tarih mirası kayıp. Değerlendirilae,ayağa kaldırılsa,küçük bir tepenin üzerinde harika bir kale ve yerleşim yeri, Antalya ovasının manzarası çok hoş. O taşlar toparlanıp, tarihi bina kalıntıları el verdiğince tekrar yapılsa, güzel bir patika yolu olsa, tepede şehrin tamamını dolaşan bir yol olsa; ne güzel olur. Bu haliyle bile güzel. Yıllardır akan çeşmesi hala faal. Suyu içiliyor.

Herkese göre değil onu baştan söyleyeyim. Bir kere akropole çıkmak ciddi efor gerektiriyor. Kalıntılar ve tarih olarak da bizim gibi bunların aşığı değilseniz sizi tatmin etmeyebilir. Bir de işin güvenlik boyutu var. Çok sarp yerlerde yürümeniz gerekebilir. Dikkatli olmakta fayda var. Kazılar henüz başlamış, daha yolu uzun. Devasa yapılar mevcut, bizi hayran bıraktı. Biz çok sevdik.

Bir dağın üzerine kurulmuş oldukça büyük bir antik kent. Çok fazla sağlam kalmış yapılar yok, kırık dökük ama yüksekten kentin etrafı çok güzel görünüyor. Biraz daha önem verilebilir restorasyon için.

Gerçekten görülmeye değer bir yer. Çok beğendik. Hâlen suyu akmaya devam eden tarihi çeşmesi bir harika. Ancak çok ilgisiz bırakılmış. Ören yerine gitmek için bir evin bahçesinden geçmelisiniz . Gezinti için hiç bir yol yada tarihi yansıtması açısından bir tabela ve anlatım yazısı yok. Yine de çok güzeldi.

Tarihi hissetmek bu olsa gerek. M.S. II. yy'da Bergama Krallığına bağlı olarak kurulmuş bir yerleşkeyi korumak için yapılmış bir kalenin kalıntılarını görmek farklı bir duygu. Yukarı çıkmak için küçük bir patika kullanmak gerekiyor. Patika dik, sert ve keskin kayalarla kaplı. Dikkatli olunması gerekiyor.

Antalya Serik arasında sessizce bir köşede bekleyen antik kent. Oldukça bakımsız. Gittiğimizde keçiler otluyordu. Bir köy evinin yanından Geçerek tepeye tırmandık. Yılan vs çıkar diye çok tepeye gidemedik çünkü çok otluktu. Sadece bir tabela var. Giriş ücretsiz, gişe, görevli vs yok. Sanırım kazı çalışması da olmamış hiç. Oldukça bakımsız. Halbuki epey bölümü ayakta, depreme ve diğer çevre koşullarına rağmen sağlam duruyor. Umarım bir an önce başlar kazıları ve ayağa kaldırılır. Eminim birçok turist ziyarete gelecektir. Önerim spor ayakkabı giyin çok ot var. Akşam güneş batarken manzarası harika👌👍

Gezmesi biraz zahmetli ama görülmeye değer bir yer. Biraz çevre düzenlemesi yapılsa daha iyi olur.ücret yok

Park yeri yok. Kaderine terk edilmiş gibi. Görevliler yok üstüne köylünün köpekleri sizi rahatsız ediyor. Bu kadar güzel kentin ilgisiz kalmasına şaşırıyorum.

Gezmesi çok güç ve görecek o kadar da bir şey yok hiç bakılmamış bir harabe. Ayrıca koyulan bazı resimler de buraya ait değil aldatıcı resim çok var

Cok mistik bir yer keşke biraz daha kazı yapılmış olsa ve kent biraz daha ayağa kalksa

220 civarında sarnıçı olan bu antik kentin akrapolisini gezmek oldukça zordur sıcak havalarda. Eğer yorulursanız 15. Yy'dan kalma Osmanlı çeşmesinden su içebilirsiniz. Nitekim bu kenti Büyük İskender bile fethedememiş.

Yönlendirme tabelaları yok. Yön bulmak çok zor. Bitki örtüsü yüzünden bir çok eseri göremiyorsun. Çok bakımsız ama tarihi bir değer...

Finalde fevkalade bir günbatımı sizi bekliyor. Özellikle bunun için gidin.

Onca bakımsızlığa rağmen Yıkılmamak için direnen bir antik şehir. Ne yolu var doğru düzgün nede tabelaları yeterli. Çoğu yeri harab olmuş gitmiş. Böyle devam ederse yakında yerinde yeller eser

Yürüyüş yapmayı sevenler için güzel bir yer. Yolunuz düşerse bir uğrayın ancak sırf burası için de gitmeye değmez

Tarihi çok güzel bir yer insan o yapıları görünce bu dağın tepesine bu taşlar nasıl getirildi ve nasıl inşa edildi.muhteşem ve olağan üstü bir yer. görmeye değer.yürüyüş ayakkabısı giyin ve küçük çocuk olmasın yanınızda.

Yürüyüş sevenler için güzel bi yer ama yürümekten hoşlanmayanlar boşuna gitmesin manzarası güzel gezilip görülmeye değer

Kazılar devam eden bir antik şehir fakat gezim için parkurlar çok kırıcı nedenide otluk çalılık alanların temizlenmesini dilerdim.Çok görkemli yapıların kazı bittiğinde ortaya çıkması dileğiyle kolaylıklar diliyorum tüm kazı yapan ve çalışan hocalarımıza ören yerlerimiz için ayrılan payların daha çok olmasını isterdim.

Görülmesi gereken yer ama çok bakımsız kaldığından otlar ve çalılar kapanmak üzere

Henüz ziyarete uygun bir hale getirilmemiş. Tırmanması oldukça zor. Bol miktarda diken ve çalı var. Taşlık ve kayalık. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Macerayı sevenler için ise tam yeri.

Giriş ücretsiz kasıların devam ettiği bir antik kent

Daha bakımlı korunan bir tarih beklerdim bolge hakkinda bilgi veren daha cok pano canlandirma olmalı kendi haline terk edilmiş

Biraz bakım gerekiyor ama çalışmalar başlamış . Gezip görülecek yerlerden biri lakin tepeye çıkın asıl manzara orada

Buralardan geçiyorsan mutlaka uğra. Daha keşifler devam ediyor. Yıllarca önce insanların nasıl tribün yaptığını gör.

Daha çok z bir kısmı açılmış çalışmalar devam ediyor

Aslında çok güzel bir köy içinde olduğu için çevre si pek uygun değil ve çalışmalar biraz daha özen goterilebilir

Serik Belediyesi'nin destekleri ile kazı çalışmaları devam eden Silyon'da 264 MT stadyum ortaya çıkmaya başlamış. Serik Belediyesi yakında ihaleye çıkacak yürüyüş yolları, ışıklandırma, otopark ve wcler yapılıp tamamen ziyarete açılacak. Görülmesi gereken Antalya'daki ilk yerleşim yeri olması çok değerli kılıyor. Belediye Başkanı Enver Aputkan'dan Allah razı olsun.

Henuz yeterli calisma yapilmamis Cok asiri sicak

Kesinlikle tavsiye ederim manzarası güzel bir yer Her yer ayağının altında!

Kazı çalışmaları devam ediyor. Yine de gezip görmeye değer.

Henüz kazı aşamasında bir antik kent. Bitince gidersiniz.

Kaderine terk edilmiş. Herhangi bir koruma/çit yok. İçinde hayvanlar otluyor. Gezilebilecek bir patika yok denebilir. Biz 1 yaşındaki oğlumla kanguru ile çıktık. Kesinlikle çocukla gitmeyin. Patika çok dengesiz. Ayrıca yapılar bakımsız olduğu için yıkılma tehlikesi olabilir. Hamamın en doğusundaki üçlü kapının bir kemerinde kilit taşı oynamış, düşmek üzere gibi duruyor. Ben bunu görünce burayı gezmekten vazgeçip döndüm. Giriş tabiki ücretsiz. Aşağıda otopark bulunmuyor. Arabayı park ettikten sonra iki köy evini geçip yaklaşık 5 dakika tırmandıktan sonra "stadion"a ulaşılıyor. Şehir güzel ama çok bakımsız. Buraya gereken önem verildikten sonra 75 liraya girmeyi seve seve kabul ederdim. 21.05.2022

Tarihi yer gezmeyi sevenler için çok güzel. Tepe üzeri düzlük. Yürümek gerekir. Biz gittiğimizde etraf yeşildi, güzeldi.

Kültür ve turizm bakanlığı burayla da ilgili çalışma yapsa çok daha güzel olacağı kesin.

Kültür ve Turizm Bakanlığının sahip çıkmadığı, unutulmaya yüz tutmuş görülmeye değer antik kentlerimizden biri.

Çok güzel antik şehir

Roma dönemine ait olsa da diğer uygarlıklara da ev sahipliği yaptığı bir yerleşim yeri. Tepeye kadar çıkarsanız manzara muhteşem.olumsuz olarak sillyon kafe de birşey içeyim derseniz ,bir çay ,bir Türk kahvesine 25 TL ödersiniz.

Mukemmel bir yer vakti olanlarin ziyaret edebilecegi guzel bir mekan.

Bu kadar tarih içeren bir yerin bir o kadar atıl olarak bırakılması çok üzücü. Gerekli kurum ve kuruluşların biran önce bu bölgeyi ıslah ederek topluma kazandırması gerekli. Büyük küçük yaşlı genç her insanın ulaşabileceği ulaşım yolları sağlanmalı.

Keçilerin rehberliğinde tarihe kısa bir yolculuk yaptık ☺

Antalya Serik karayolu yol ayrımından 12 km içerde tabelalarin yardimi ile kolayca bulabilirsiniz.antikkent icerisinde yeni kazi yapilmaya baslanmis olup eski ev kalintisi ve gider kanali aciga çıkarılmış birde kale icinde kubbeli ev yapisi korunmus halde gunumuze ulasmis.antikkent ici tabela yonlendirmesi yok tamamen dogaclama çıkıyorsunuz. Patikayi takip edip genelde sur kenarini takip edip ust noktaya kadar nispeten ulasilabiliyor.cok fazla makilik bitki ortusu kapli. 1'5 litre su alin yaniniza 500 rakimlik bir tepe üstünden manzara bir harika.yorucu ve zahmetli olsada girmeye deger. Cok fazla yapi olmasada gormek yürüyüş ve spor amacli bir aktivite ölur sizin icin.m

Harika bir yer kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim sillyona giden yollar daki koylerde bir harikaydı👌🙌En tepeye kadar çıktık muhteşem bir manzara ve eski kalıntıların güzelliği görülmeye değer ama keşke biraz daha korunma altına alınıp bakılsa🙏🙏

Aksu ovasından 180 m. Civarı bir Plato-yukselti üzerinde antik kent, sağlık sorunu olmayan herkes çıkabilir, tarihin ve güzel manzaranın keyfini yaşayabilirsiniz, ücretsiz

Side antik kenti kadar büyük ve zamanında önemli bir pamfilia kenti. Rivayete göre Büyük İskenderin zapt edemediği kentlerden biri. Roma, bizans ve Selçukludan kalma yapı kalıntıları görebilirsiniz. tepede güzel manzarası var. Ancak hiçbir kazı ve çalışma yapılmamış kaderine terk edilmiş.

Tarihe duyduğumuz saygının net ifadesi sillyonda alınan önlemlerle net görülebilir. Tarihi yerlerin nekadar önemli sayilak mükemmel şekilde korunduğunu görmek isteyenler muhakkak ziyaret etmeliler

Kent kartal yuvası gibi tepeye inşa edilmiş.Biz gezmek için bile zor çıktık tüm bu zorluklara karşın okadar malzemeyi taşı işçiliği düşününce bu gayret ve azim pes dedirtiyo.İkibin yıllık. Çeşme hala faal akıyor .Ancak sillyon diğer antik kentlere bakarak unutulmuş biraz ilgi ve tanıtım istiyor gibi.yol levha tanıtıci ve bilgilendirici yazılar daha çok olsa güzel olurdu.

Yolu çok iyi araç için...zaten aracı park ettiğimiz yerde kafe var...sonra yürüyerek şehir kalıntılarına çıkıyoruz...ama kalıntılar çok geniş bir yerde..spor ayakkabı şapka ve küçük bir su şişesiyle çıkmanızı tavsiye edeeim...ve tabi akşam 5 ten sonra olabilir ☺ temmuz agustos ayında ziyaret edenler için.gezme bitince aşagıdaki kafede dinlenebilirsiniz.oranın halkının yeri...

Ulaşım kolay ama zirvesine kalenin engelli yürüme güçlüğü olanlar çıkamaz yanınızda su bulundurun veya oradaki doğal kaynak suyundan mataranızı doldurun spor ayakkabı kıyafetle gidin patika yollardan gezilebilyor herhangi bir güvenlik önlemi bekçisi yok giriş ücretsiz bi nevi unutulmuş bir yer bakımsız acil kurtarma.kazısı yapılmalı

Ana yola çok yakın bir yer. Tarihi eserler bütün olarak yok ve genelde yıkılmışlar ama yerleşim olarak seçilen yer güzel. Tepeden kuşbakışı tüm bölgeyi izleyebilirsiniz.

Efsane bir coğrafya Aksu ,Belek, Serik ovalarına hakim tepe ören yeri antik kent ve muhteşem içilebilir akarsu su bulunmaktadır Antalyaya 33 km uzaklıkta

İhmal edilmiş fazlasıyla. Ön plana çıkarılabilir.

Etkilenmemek mümkün değil, çok büyük bir tarih yatıyor. Alanı çok geniş. Fakat ilgili bakanlık bir an önce el atmalı. Zira tarihin izlerinin nasıl silindiğini görebilirsiniz..

Harika bir yer, yeni kazı çalışmaları başlamış, yolu yok bakımsız kalmış ücretsiz olması avantaj olmuş, roma Selçuklu osmanlı gibi medeniyetlerden izler taşıyor

Silyon antik kenti ,ana yoldan bakilinca bir dağ izlenimi veren değişik bir yapi...ancak ve ancak yoldan içeri girip dağa yaklasinca antik kentin izlerini görmeye basliyorsunuz...ve dahasi da var,ancak o dağın tepesine cikinca antik kentin gercekten nasil oldugunu ve yapildigini anliyorsunuz....bence ender guzellikteki bir yerlesim yeri...

Sillyon Antik Kenti Tarihe Yolculuk Sillyon. Antalya ili Serik ilçesi'nde bulunan bir antik kent. Sillyon, Türkiye’deki Antik Kentler listesinde, Pisidia Antik Kentleri grubunda, Antalya ili Serik ilçesine 15 km uzaklıkta olan, Aspendos ve Perge arasında yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuş, günümüzde harabe durumunda olan antik bir kenttir. Günümüz o bölge yaşayanları “Asar” demektedir. M.S. 2. yüzyılda Bergama Krallığı’na bağlı olarak yakın tarihe kadar Karahisar – Tekke adı ile bugünkü Yanköy Köyü yakınlarında bulunan Koçhisar Tepesi’nde kurulmuştur. Antik devrin en zengin şehirlerinden birisidir. Antik Kentin bulunduğu yer 2 antik şehir yani Perge ve Aspendos arasında yer alan bu Pamphylia şehri, yamaçları neredeyse tamamen dik, üzeri ise düzlük bir tepede kurulmuştur. Bu tepe, olağan dışı fiziksel yapısıyla uzaktan bile görülebilir. Sillyon’un da genel olarak Truva Savaşı’ndan sonra Mopsos ve Calchas isimli kahramanlar tarafından kurulduğu kabul edilir. Sillyon’da bulunan bir heykel kaidesinde Mopsos’un ismi yazılıdır. Sillyon M.Ö. üçüncü yüzyılda kendi adını taşıyan madeni parasını basmaya başlamıştır. Muhtemelen Roma döneminde Sillyon olarak değişen şehrin ismi, bu paraların üzerinde Sylviys olarak geçer. Tarihte Büyük İskender’e karşı direnen kent olarak geçer, Askerlerin yanı sıra paralı askerlerden de destek alarak kendilerini iyi müdafaa etmişlerdir. Sillyon’un her açıdan Pers döneminden beri askeri bir üs olduğu görülür, Helenistik, Roma, Bizans ve Selçuklu çağlarından kalan harabeler ve surlar şehrin askeri kimliğini uzun süre koruduğunu gösterir. Sillyon Antik Kenti Kalıntıları muhteşem görünüm sunar, Yanköy’den tepeye doğru düz patikayı tırmanan birinin karşılaşacağı ilk şey aşağı giriş kapısıdır. Bu kapı, iki dikdörtgen kule ve at nalı şeklinde bir avludan oluşur. Kapı, planlarıyla ve duvar işçiliğiyle Perge’nin Helenistik kapısına benzer. Buradan yola çıkılırsa, kapı M.Ö. üçüncü yüzyıla tarihlendirilebilir. Kentin, Perge Antik Kenti ile yaşıt olduğu ileri sürülmekte olup, kentin batı yamacında Helenistik devre ait oldukları anlaşılan ve itinalı bir taş işçiliği gösteren surlar, kuleler, bastiyonlar, kapılar ve kente ulaşan patikalar görülür. Kentin anayolu üzerinde bölgenin kaya taşlarından gayet güzel taş işçiliğini gösteren ve sol tarafta yer alan, Helenistik devre tarihlenen bir duvarın en dikkate değer yönü bir sıra halindeki pencerelerdir. Olasılıkla kuzey kısımdaki rampaları gözaltında bulundurmak için inşa olunan bu pencereler çeşitli yükseklikteydiler. Bu pencerelerden bakıldığı zaman büyük bir alan görülebilmektedir. Antik Kent sarp kenarda olduğundan, eğimin en az olduğu batı ve güneybatı bölümlerinde surlar, kuleler, siperler dikilmiştir. Bunlar, özenli bir taş işçiliği ve büyük teknik uzmanlık sergiler. Şehrin en eski kalıntıları ana giriş kapısının kuzeydoğusundadır. Burada bir kişinin ilk karşılaştığı yapı, Bizans döneminden kalan iki katlı, yüksek duvarlı bir binadır. Yapı iyi bir durumda da olsa işlevi henüz anlaşılamamıştır. Bu yapının sonunda, Sillyon’un en önemli yapılarından biri, Helenistik döneme ait 7×55 metre boyutunda bir palaestra vardır. Palaestra’nın batı duvarında 10 tane değişik boyutlarda pencere vardır. Biraz daha ileride zarif kapısı olan ve duvarları özenle yapılmış küçük bir Helenistik yapı vardır. Yapının ünü, kapının üzerindeki yerel Pamphylia lehçesi ile yazılmış yazıttan gelmektedir. 30 satır uzunluğundaki yazıt, bugün bu lehçe ile yazılmış bilinen en uzun ve en önemli belgedir. Ne yazık ki, daha sonraki tarihlerde kapıda bir delik açılarak yazıtın bir bölümü yok edilmiştir. Yunan harfleri ile yazılan bu lehçe, M.S. birinci yüzyıla kadar Pamphylia’nın genişçe bir kısmında kullanılmışsa da, bu tarihten sonra giderek unutulmuş ve yerini Yunanca’ya bırakmıştır. Avusturyalı araştırmacı Lanckoronski’nin seyahat notlarında 1884’te devlet tarafından çok iyi korunduğunu belirttiği Sillyon tiyatrosu ve onun hemen yanındaki odeon 1969’daki toprak kaymasında tepeden aşağı göçmüş ve geriye sadece caeva’nın seyircilerin oturduğu 11 sıra basamağı kalmıştır.

Çok büyük etkileyici bir kent. Tiyatronun anakaya ile birlikte kopmuş olmasına çok üzüldüm. Sarnıçlar muhteşem.Kentte daha çok bilgilendirme yapılmalı.Bisikletçiler için de harika bir rota. Acilen dış sur duvarının ardında biriken toprak temizlenmeli. Devasa duvar eğilmiş yıkılmak üzere.

Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış Antalya'da bu rotamızda Silyon Antik Kentine gidiyoruz. Antalya'nın doğusunda bulunan Silyon Antik Kenti, Serik ilçe sınırları içerisinde Yanköy Köyünde yer almaktadır. Antalya - Serik Karayolunun 25.km sinde Gebiz yoluna döndükten sonra tabelalar takip edilerek 10 km ilerledikten sonra Silyon Antik Kentine ulaşılır. Silyon Antik Kalıntılarına yapmış olduğumuz bisiklet turumuza ait bilgilere linkten ulaşılabilir.

Çok büyük oldukça güzel bir yer tepeye muhakkak çıkın etrafı gezin.

Antalyamızım unutulmuş tarihini buraya geldiğinizde lütfen gelişi güzel gezmeyin vakit ayırın tam gezin bütün yazıları tek tek okuyun yerin keyfine varın.

Bakıma ihtiyacı olan bir yer , ancak güzel bir alan hatta , tepeye çıkıp kamp bile yapabilirsiniz.

Şehire yakın olmasına rağmen ziyaretçi gelmemesi ve bakıma ihtiyacı olması üzücü

Araç ile silliyon harabelerine yakın köyde duruyor, sonra şehre doğru tırmanmalısınız, dağın tepesine doğru yürüyeceksiniz.

Dayanıp yukarı çıkarsanız görkemli bir hal alıyor

tırmanış biraz yorucu sağlam ayak sağlam adımlarla çıkmak lazım manzara tarif edilemez 500 dönümü aşan bir tepe düzlüğü

İlk kez gittiğimiz ve ailecek çok beğendiğimiz bir yer..

Tarihi mekanlar her zaman cazip. 2000 yıllık tarih var. Olduğu yer Antalya köyü harika

Gitmesi biraz zor, yol kötü, tepede kalıyor tırmanıyorsunuz, restore edilmemiş. Kültürel mirasımız olarak herkes görmeli.

Süper bir yer,ancak koruma yok,sanki eskiden kalma kalıntıları değil köy geziyoss 😁

Tarih hep ilgimi çeker ilgim sevgiyle bütünleşir

Ören yeri olarak gereken ilgi gösterilmemiş. Patikalarla ulaşılabiliniyor. İyi bir tırmanışçı olmalısınız.

Mükemmel ve mutlaka görülmesi gereken buram buram tarih ve doğa kokan bir yer

Kültür düzeyi çok yüksek mimari

Büyük İskender in almayı isteyipte alamadığı tek yer...umarım restore ederler de daha uzun yıllar ayakta kalır

Görülmeye değer yerler

Siliyon antik kentinde cok eski bir antik cesmesinden su icebilirsiniz. Fakat tam bir kazi yapilmamis .

Kültür ve turizm bakanlığının kaderine terk ettiği harabe bir yer çok yanlız bırakılmış el değmemiş kaderine mahkum edilmiş

Harika bir bisiklet rotası Aynı zamanda tarihi bizans piskoposluk merkezi Masa gibi tepesi düz bir dağ üzerine kurulmuş antik şehir