Adres: | Sarıdemir, Ragıp Gümüşpala Cd. No:26 D:26, 34134 Fatih/İstanbul |
---|---|
Kategoriler: | Dini kurum |
Google Haritalar'da Aç |
SEYYİD CAFER EL ENSARİ (BABA CAFER) Bağdatlıdır. Hz. Hüseyin'in (r.a.) oğlu olduğundan seyyid ünvanına sahiptir. Tabiin'den (Peygamberimizi (s.a.v.) hayatta görenler) olduğu söylenmektedir. Evliya Çelebi Seyahatname'sinreki bilgilere binaen, Abbasi Halifelerinden Harun Reşit döneminde, Şeyh Maksud ile beraber, Bizans İmparatoru I.Nikeforos'a elçilik vazifesiyle gönderilmiştir. İstanbul'da müslümanlar ve rumlar arasında çıkan kavgada şehit olan müslümanlarının cesetlerinin sokaklarda bırakıldığını görünce, imparatoru ağır bir dille eleştirmesi sonucu, önce buradaki zindana atılmış, daha sonra zehirlenerek şehid edilmiştir. Baba Cafer'in gösterdiği kerametlere şahit olmasıyla müslüman olup Ali ismini alan zindancısı da, imparatorun gadrine uğrayarak öldürülmüş ve yanına gömülmüştür. Türbe haline ilk Fatih Sultan Mehmed döneminde getirilmiş, II. Mahmut döneminde onarımdan geçmiştir. Türbenin ilk türbedarı olan Baba Cafer'in torunlarından Abdurraif Samadani'ye ait türbe ise, zindanın hemen karşısında görünür bir konumda (jeneratöre komşu) bulunmaktadır. Aynı türbede sonradan buraya nakledilen, Bekri Mustafa da yatmaktadır. Kaynak: internet
Maneviyat ve huzur kelimelerle tarif edilemiyor yaşamanız lazım ayrıca tarihi atmosferide hissedebiliyorsunuz yaşanmışlık var gitmeniz tavsiye ederim ve bir Fatiha okumanizi
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin torunu.. huysuz,haylaz çocuklari Osmanlılar Cafer babaya götürür, çocuklar şifa bulurmuş ..tavsiye ediyorum..bilen biliyor 😊💖
Mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir türbe.
Ziyaret edilmesi gerekilen bir yer
Maneviyatı muharrem ve sıkıntıli çocuklar için manevi destek alınıyor ben huzur buldum
EYYİD CAFER EL ENSARİ (BABA CAFER) Bağdatlıdır. Hz. Hüseyin'in (r.a.) oğlu olduğundan seyyid ünvanına sahiptir. Tabiin'den (Peygamberimizi (s.a.v.) hayatta görenler) olduğu söylenmektedir. Evliya Çelebi Seyahatname'sinreki bilgilere binaen, Abbasi Halifelerinden Harun Reşit döneminde, Şeyh Maksud ile beraber, Bizans İmparatoru I.Nikeforos'a elçilik vazifesiyle gönderilmiştir. İstanbul'da müslümanlar ve rumlar arasında çıkan kavgada şehit olan müslümanlarının cesetlerinin sokaklarda bırakıldığını görünce, imparatoru ağır bir dille eleştirmesi sonucu, önce buradaki zindana atılmış, daha sonra zehirlenerek şehid edilmiştir. Baba Cafer'in gösterdiği kerametlere şahit olmasıyla müslüman olup Ali ismini alan zindancısı da, imparatorun gadrine uğrayarak öldürülmüş ve yanına gömülmüştür. Türbe haline ilk Fatih Sultan Mehmed döneminde getirilmiş, II. Mahmut döneminde onarımdan geçmiştir. Türbenin ilk türbedarı olan Baba Cafer'in torunlarından Abdurraif Samadani'ye ait türbe ise, zindanın hemen karşısında görünür bir konumda (jeneratöre komşu) bulunmaktadır. Aynı türbede sonradan buraya nakledilen, Bekri Mustafa da yatmaktadır. Kaynak: internet
Böylesi bir yerin harabe gibi kalması akıl dışı. Bilmeyen hayatta bulamaz. Önünden geçsen anlamazsın.
Huzur manevi guzellik
Istanbula her geldigimde mutlaka ziyaretlerimin arasinda Olan insani kisa bir zamanda olsa butun dunya mesgalesinden uzaklastirip huzur veren bir yer
Maneviyatı çok güzel
Açıktı ve girişte sorumlu bir karınca vardı. Aynı sorumlu Bekri Mustafa Türbesi'ne de akabilir. Onlar yüz yüzedirler.
çok güzel
Bir türbe, dua edebilirsin.
Keşmekeşin arasında sakinlik
Kuleye adı verilen Baba Cafer, Hz. Muhammed (s.a.v)'in soyundan gelmektedir. ve Bizans ile Abbasiler arasında arabuluculuk yapan bir büyükelçi. Osmanlı kaynaklarına göre Abbasi Hükümdarı Harun Reşit (786 - 809) tarafından gönderilen Cafer ve Şeyh Maksut adlı iki elçi, İmparator I. Nikoforos tarafından hapse attırılmıştır. Müslüman olup "Ali" adını alan cezaevi görevlisinin yardımıyla serbest bırakıldılar. Cezaevi müdürü Ali, Cafer'in zincirlerinin her gün mucizevi bir şekilde çözüldüğünü gördü. Cafer ve Şeyh Maksut şehit oldular. İstanbul'un fethinden sonra Baba Cafer'in mezarı bulundu. İstanbul'un fethine katılan Baba Cafer soyundan Şeyh Abdurrauf Semedani türbenin yerini buldu ve türbe bekçisi olarak orada kaldı. Diğer mezarın ise Müslüman olduktan sonra Ali adını alan Bizans askerine ait olduğu sanılıyor.
😃 çok güzel