Hipodrom Kalıntıları (Sphendone)

Hipodrom Kalıntıları (Sphendone)

Hipodrom Kalıntıları (Sphendone), Tarihi yer, Hipodrom olarak Küçük Ayasofya, Nakilbent Sk. 29a, 34122 Fatih/İstanbul adresinde bulunmaktadır. Hipodrom Kalıntıları (Sphendone) 56 yorum ve 4.55 puanlamaya sahip.
Adres: Küçük Ayasofya, Nakilbent Sk. 29a, 34122 Fatih/İstanbul
Kategoriler: Tarihi yer Hipodrom
Google Haritalar'da Aç

Hipodrom Kalıntıları (Sphendone) Yorumları

R
5/5

Içine girdigimde beynine kadar giren rutubet kokusu ve büyüleyici ortamın hissi vücudumu urpertti, gerçekten çok güzel, fener ve maske getirmeyi unutmayın.

Y
5/5

Sphendone hipodromların yuvarlak köşe duvarlarına verilen isimdir. Doğu Roma imparatorluğu döneminde hipodromun olduğu yer şimdi ki Sultanahmet cami ile islam eserleri müzesinin arasında ki alana denk geliyor. Hipodromla ilgili yanlış bilgi ise burda gladyatör savaşları veya köleleri aslanlara parçalatma yoktur. Bahsedilen bu gladyatör savaşları ve köle esir parçalatma olaylarının yapıldığı yerlere collesium denir. Hipodromdan kalan son duvar veya kalıntı budur. 1204 te Haçlılar tarafından yıkılan hipodrom bir daha eski haline gelmedi yani Fetih zamanında da hali hazırda bir hipodrom yoktu. Tahmini 100-50 bin civarında kapasiteli olduğunu ve burada at ve atlı araba yarışlarının yapıldığını , dikilitaşın olduğu çizginin ise yarış pistini ikiye böldüğünü biliyoruz. Dikilitaş ,burma yılanlı sütün yakınına geldiğiniz zaman bulunduğunuz zeminden bir kaç metre aşağıda ana yapının olduğunu göreceksiniz esas zemin orasıdır yani Bizans döneminde ki zemin seviyesi aynı şeyi diğer uç tarafta millon taşında da görmek mümkün. Osmanlı döneminde yapılan Sultanahmet cami ve diğer inşaatlardan çıkan molozlar ile buranın zemin seviyesi yükseltilmiştir. Hipodrom konusuna döner ise detaylı bir çalışma ile yer altı tünellerine ve diğer bölümlere ulaşmak mümkün bununla ilgili çalışma olup olmadığını bilmiyorum ama hipodromdan bir gizli tünelin Bizans sarayın bağlandığı artık bir sır değil. Son olarakta byzantium1200 isimli YouTube hesabından hipodromun aslına uygun hazırlanan animasyon görüntülerine bakmanızı öneririm

M
5/5

Böyle güzel bir yapının günümüze kadar gelmiş olması muhteşemken önünde bilgilendirici bir tabela bile yok. Bir belgeselde spendon kısmından atların bakım yerleri olduğu tahmin edilen bölüme girip botlarla Sultanahmet meydanının(hipodromun) altında gezmişlerdi. Keşke restore edilip halka müze olarak açılsa. Hipodromun eski halini gözümüzde canlandırabileceğimiz simülasyonlar oluşturulsa. Çok kıymetli ama bakımsız kalıp otopark olarak kullanılan bir mekan ne yazık ki.

G
5/5

Buraya kaç defa geldim. Resimlerde ve izlediğim videolarda çeşmenin üzerindeki delikten giren insanlar var. Bu içerideki tünel Büyük Hipodrom'u yani Sultanahmet'i boydan boya dolaşıyor. Şimdilerde rutubet içinde, evsizlerin kaldığı bir yer. Acilen bu tarihi yapıyı restore etmeleri ve turizme açmaları gerek.

E
5/5

Hipodrom Kalıntıları, İstanbul'un kalbinde yer alan ve şehrin zengin Bizans tarihini yansıtan önemli bir miras. Ne yazık ki, bu değerli kalıntılar yeterince restore edilmediği ve turizm amaçlı halka açılmadığı için hak ettiği ilgiyi göremiyor. İstanbul'un kültürel mirasını yaşatmak ve geleceğe taşımak adına bu kalıntıların korunması ve daha iyi sergilenmesi büyük önem taşıyor. Eğer doğru şekilde restore edilip ziyaretçilere açılırsa, hem yerli hem de yabancı turistler için büyük bir cazibe merkezi olabilir ve İstanbul'un tarihine dair daha derin bir anlayış sunabilir.

D
3/5

Bu kadar önemli ve şahane bir yapıdan geriye kalanları muhafaza etmemiz ve orijinal yapı düzenini korumak yerine tahrip edip yeterli bakımı yapmayıp içine bir de koskoca bir okul açmışız.. daha çok bakımı, reklamı yapılmalı

E
5/5

Belgeselini izledikten sonra gittim her kalıntıyı ona göre inceledim islam eserleri müzesine bi oda yapmışlar bir ufacık koskoca istanbul hipodromu Böyle kalıntı tarihi bir esere bu kadar ihanet edilebilir altında otopark yanında kafe var yazık

M
5/5

Elimizdekilerin değerini ancak kaybedince anlıyoruz. Bakımsız Ilgisiz Yıkılmaya yüz tutmuş. Kimsenin ilgilendiği yok

Y
5/5

Sultanahmet'in orta yerindeki dikili taşlar da olmasa belki de bilemeyeceğimiz tarihi bir alan. Hipodrom adi tabi Bizans döneminden, Osmanlı zamanında ise At Meydanı denirmiş buraya. Var oluşu 4. yüzyıla dayaniyor. Şimdi daha çok Sultanahmet Meydanı olarak bilinir. Buradaki dikili taşlardan biri, antik Mısır'dan getirilmiş. Taşın buraya getirilmesinin sebebi ise güçlü gözükmekmiş. Yani o zaman da dert aynıymış, güçlü gözükmek. Hatırladığım kadarıyla 2 dikili taş var burada. Aslında bir rehberden dinlediğinizde burada yarım saatten fazla vakit gecirebilirsiniz. Bölgenin en eskilerinden...

S
4/5

Hipodromu herkes anlatmış, tek kelime ile "harika", peki ya üstündeki binalar nedir?! Neredeyse 2000 yıllık hipodromun kalıntılarının üzerinde endüstri meslek lisesi görmektesiniz, evet evet meslek lisesi; her ne kadar 1868'de kapılarını açarak ülkenin ilk meslek lisesi ünvanına sahip olsa da, konumu itibariyle bende hiç de hoş bir his barındırmadı ne yazıkki. Bu okulun, 4 ayrı binadan oluştuğu, 7.202 m2 alana sahip olduğu söyleniyor. Ayrıca okulun alt kısmında, bir sarnıç bulunduğu da belirtilmekte. Sfendon duvarı olarak da bilinen, bir nevi hipodromun istinat duvarı olan yer üzerine inşa edilmiş, ki daha da öncesinde burada bir hamam ve başka bir medresenin bulunduğu da söylenmekte. Bu duvardaki küçük bir bölmeden sarnıca ulaşıldığı ama girişin çok küçük olması sebebiyle için fark edilmediği de bilgiler arasında. Söylenenler arasında; Roma döneminde buranın hipodromda yarıştırılan atların barındırıldığı yer olduğu, sonrasında Bizans döneminde oluşan su sıkıntısı neticesinde sarnıca çevrildiği de var ve hâla su olan yerlerin bulunduğu da. Peki hiç restorasyondan geçmiş mi bu bilinmeyen sarnıç?! Hayır. Kimin yönetiminde?! Okulun. Başka sözüm yok bu konuda. Meslek lisesinin üzerinde kurulduğu sarnıcın dış cephesi hipodromun son kalıntısı. Peki tek sorun sarnıcın bakımsızlığı ve okulun konumu mu?! Hayır tabii ki. Hipodrom duvarına gecekondu inşa edildiğini ve sonrasında yıkıldığını da duvardaki fayans kalntılarından anlayabilirsiniz. İşte 2000 yıllık miraslara verdiğimiz değer bu malesef...

Ş
5/5

Çok güzel

A
5/5

Tarihi hipodromun güney bölümündeki kot farkı Sphendon adlı bu tarihi istinat duvarı sayesinde doldurularak bertaraf edilmiştir. Bu duvarın dış yüzinde ise Rüstem Paşa Çeşmesi veya bir başka adı ile Çuğulzade Çeşmesi bulunmaktadır. Çeşme 1554 yılında veziriazam Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesinde yazanlar şöyledir: “Saf-meşreb teşne-diller çeşmeyi kıldıkça seyr“ “Didiler tahsîn idüb târihini zekî ayn-ı hayr“ (962)

I
5/5

Koca yapıdan bu kadarı günümüze ulaşmış. Doğu Roma imparatorluğuna ait hipodrom'un kavisli bölümüdür. Yabancı kanallardan birinin yaptığı belgeselde bu yapının içerisinden görüntüler vardı. Yapının içerisi büyük çoğunlukla su ile doluydu. Sanırım sizin benim gibi sıradan ziyaretçilerin girmesi yasak.

S
3/5

Yapı gerçekten çok güzel ama bir hayli bakımsız görünüyor:(

R
5/5

Harika

O
5/5

bir belgeselde izlemistim bu kalintinin icersinde tuneller var ama su dolu temizlenmesi lazim. insallah temizlenir ve turizme acilir

B
5/5

Tarihi II. Yüzyıla kadar giden Hipodromu günün her saatinde ziyaret edebilirsiniz. Sultanahmet camii nin kuzey doğusunda bulunan bu mükemmel eski stadyum kendi zamanının en büyük yapılarından biri ve 40000 kişilik kapasite ile bu günkü stadyumlara meydan okuyan bir büyüklüğe sahipti. 1204 yılında vuku bulan haçlı seferleri sırasında büyük hasar görmüş ve daha sonraki yıllarda tamiri mümkün olmamıştır.

M
5/5

Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” At binenlerin, atların meydanı anlamına gelir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi. Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı. Hamamlar, mabetler, dini, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara yerleşmişlerdi. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam ettirmiştir. İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yerebatan Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir. Şehrin ana caddeleri (aşağı limana inen ve batıya şehir surlarına doğru gidenler) Hipodromdan başlar ve yamaçları takip ederdi. Yol kenarları ticari kuruluşlar ve ikametgahlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazıları basamaklarla yokuş aşağı uzanırlardı. Anayol kaldırımları bazen iki katlı, galerili inşa edilmişlerdi. Roma İmparatorluğu ve sonradan Bizans İmparatorluğu devrinde hipodrom şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10 yüzyıla kadar önemini sürdürmüştü. Araba yarışları yanında, müzisyen toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantılar yapılırdı. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu. Dev ölçüde bir U harfi şeklinde olan hipodromun doğu uzun tarafında, damında 4 bronz at bulunan, balkon şeklinde, imparator locası yer alırdı. Ortada, hipodromun kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu duvarın üstünde de İmparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu. Şöhretli bir araba yarışçısı akla gelebilecek her türlü maddi olanak içinde yüzerdi. Yarışçılar yeşil-mavi-sarı-kırmızı gibi politik güçleri de olan takımlara ayrılmışlardı. Zaman, zaman yarışlara politika karışır, karşılıklı güçlerin mücadeleleri korkunç katliamlara dönüşebilirdi. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş 3 abide ile gelmiştir.

E
5/5

Bu duvarlar, yüzlerce yıl yüzbinlerce seyircinin keyiften çıldırasıya bağırdığı, yıl 532’de kılıçtan geçirilen 30 bin insanın acıdan çığlık attığı, kah at yarışlarının yapıldığı, kah politikanın avaz avaz tartışıldığı Hippodrom’un duvarları. Sphondone diyorlar bu duvarlara. Dile kolay tam 1900 yaşında. 1900 yılda da her badireyi atlatmış. Ne etrafını çevreleyen gecekondular, ne çevresine hiçbir bilgelendirici levha koymayan ilgisizlik ve cehalet, ne Bizans’a düşmanca bakan yobaz kafalar, ne de üzerine lise yapan zihniyet, Sphendone duvarlarına heybetinden bir şey kaybettirmiş. 100 000 kişilik Hippodrom’un ayakta kalan tek duvarları, Sphendone duvarları.

G
5/5

Nalbant Cami'sinin tam karşısında bulunan Sıbyan Mektebi cami ile birlikte 1470 yılında yaptırılmış.

S
5/5

kim bilir

H
4/5

Tarihi mekân

N
5/5

Çok güzel ama bakımsız. Keşke bu şekilde özensiz bırakılmasaydı.

M
5/5

Sultanahmet'te görülecek yerlerden biri

E
1/5

Çok bakımsız

C
5/5

Durum içler acısı, tarihe ihanet

M
5/5

Hiporomun deniz duvarına fayans kaplamış bir ırkın ahfadıyız.

J
4/5

Uzun yıllara dayanan tarihi olan dikilitaş çok güzel

H
4/5

Yeterince önem görmediğini düşünüyorum.

F
5/5

Keşke restorasyonla gün yüzüne çıkarılsa

K
5/5

Sultanahmet Camii'nin yakınında bulunuyor, bu yüzden oraya gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.

B
5/5

İstanbul'daki yetkililerin Sphendone kalıntılarını korumaması gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor. Bu tarihi eser, şehrin geçmişine açılan benzersiz bir pencere sunuyor ve bu kadar değerli mirasın, gelecek nesillerin takdir etmesi ve onlardan ders alması için korunması büyük önem taşıyor.

G
5/5

Hipodrom duvarından geriye kalan kalıntılar oldukça düzgün.

Е
3/5

Mahvetmek. Tarihi kalıntılar... Benim için sorun değil. Kalıntıları ve tarihi seviyorum. Bu değerlendirme yalnızca Sfendon için geçerlidir. Dikilitaşların bulunduğu hipodromun bölgesi farklı bir hikaye. Bireysel fotoğraflar, bireysel hayranlık.

Χ
5/5

Konstantinopolis'in ilk Hipodromu, MS 203 yılında şehrin imar ve genişletme programı kapsamında Septimiros Severus (145-211) tarafından yaptırılmıştır. Geleceğin imparatorları daha sonra çeşitli restorasyon, ekleme ve bakım çalışmalarına giriştiler. Yazılı kaynaklarda yangınların neden olduğu tahribattan bahsedildiğinden ilk tribünlerin (kaideler, basamaklar, basamaklar, sırtlar vb.) ahşaptan yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. 407 yılında Arcadius, muhtemelen 406 yılındaki yangın nedeniyle tribünlerin onarılmasını emretmiş (Chron. Pasc., 569, 570), Anastasios I Dikorus (430-518) ise 491,498 ve 507 yıllarında meydana gelen sabotajlardan hipodromu onaracaktı. kuzey tarafı alevlerle kaplandı ve destek kubbeleri de aşağı sürüklendi (Marcellin. Comes, Ann., 491,507). Malalas'a göre 532 yılında İznik isyanı sırasında ihtilalciler I. Justinianus'un Doğu Anadolu'nun ortasında, özellikle Koltuklar bölgesinde kısmen mermer olan tribünleri ateşe vermişler (Malalas, 474). Saray galerilerinin bulunduğu taraf. Bu dönemden itibaren yarış pistinde başka bir yangın kaydedilmemiştir. 10. yüzyılda standlar zaten mermerden yapılmıştı (Leo Gramm., 385), 15. yüzyılda ise mermer kaplama hala mevcuttu (Buondelmonti, a.g.e.: 'sedilia gradatim in longitudine ipsius erant marmorea'.). Osmanlı kültürü, antik Hipodrom kurumuna kayıtsız ve kültürel olarak uzak olduğundan yetkilileri mermerleri diğer inşaatlarda yapı malzemesi olarak kullanmaya yöneltmiştir; örneğin İbrahim Paşa'nın mermerleri kendi sarayını inşa etmek için kullandığı söylenmektedir. Mükemmel inşaat altyapısına işaret eden Hipodrom'un geniş çapta çöktüğüne dair herhangi bir rapor bulunmadığını belirtmek önemlidir. Ayrıca koltukların kesin sayısı da bilinmeyen, 1204 yılında şehrin kuşatılmasına katılan Haçlı Pobert Clari'nin ifadesi 30 ila 40 oturma sırasının bulunduğunu ifade etmektedir (J. Ebersolt, Constantinople byzantine et les voyageurs du Levant (Paris, 1919), 39.). Hipodrom hizmet verdiği süre boyunca çatısız kaldı, seyirciler olumsuz hava şartlarına maruz kaldı ve çoğu kez hava koşullarının elverişsiz olduğu durumlarda yetkililer maçları iptal etti. Oldukça karakteristik bir şekilde, John Chrysostom, inananların Kilise binalarını terk edip Hipodrom'un soğuk veya sıcak koltuklarına gitmelerinin nasıl mümkün olduğunu merak ediyor "St Jean Chrysostom (ed. Gaume), IV, 51? bkz. IV, 846, IX, 393'). Bu rapor, hipodromdaki olayların (hayvan dövüşleri, soytarılar, akrobatlar, geçit törenleri, avlar, araba yarışları), Doğu İmparatorluğu'nun susamış seyircileri üzerinde İlahi Ayin'in statik Kilise olaylarının aksine uyguladığı asılsız hayranlığa tanıklık ediyor. aksiyon ve ucuz izlenim için. Babaların polemiklerine rağmen, hipodrom yüzyıllar boyunca siyasi yaşamın merkezi referans noktalarından biri olmuş ve bize Ortodoks geleneğinin çeşitli ve aynı zamanda birleştirici karakterini hatırlatmıştır. Hipodromun güneydoğu kısmına Sphendoni (veya Kyfi veya Sfendon veya "oyuklar") adı veriliyordu ve savaş arabalarının uzun düzlüğe yeniden girmek için döndüğü yerdi, bu noktadan görüş oldukça sınırlıydı. Sphendoni tribünleri, satın alınması en ucuz olan alt sınıfları bir araya getiriyordu; seyirci, korkunç gösteriler sunan arabaların devrilmesinin keyfini çıkarabiliyordu. Geleneksel olarak Sphendoni'nin kısmı, Pluto ve Hippo Poseidon'un yer altı tanrılarına adanmıştı, aksine başlangıç ​​noktası tanrıça Demeter ve Kori'ye adanmıştı. İç mekanı iki uzun dar koridora bölen büyük geçide spina adı veriliyordu ve dünyanın eksenini simgeliyordu, bu eksene İmparatorluğun dört bir yanından devasa eserler/ganimetler yerleştiriliyordu.

A
4/5

Bu site ünlü Konstantinopolis hipodromunun kalıntılarıdır. Harabe halindedir ve ciddi bir restorasyona ihtiyaç duymaktadır.

M
5/5

Hipodrom'un (Bizans İmparatorluğu'ndan kalma antik at yarışı pisti) günümüze kadar ayakta kalan tek kısmı. Ona bakmak sizi binlerce yıl geriye götürür. Bu duvarların altında atların yarış öncesi hazırlandığı yerler vardı. Ne yazık ki duvarın içine erişim yasaktır ancak bu, arkasındaki zengin tarihe hayran kalmanıza engel değildir.

M
5/5

Eski Bizans'ın antik tanıklıkları, inanılmaz yılan gibi sütun, gerçek bir bronz şaheser, yüzyıllara ve tarihe tanıklık.

A
5/5

Sultanahmet Meydanı'nın yanında çok sayıda eski Bizans kalıntısı

H
5/5

Konstantinopolis'ten bazı parçalar. Bizans zamanında Konstantinopolis'in hipodromu vardı. At yarışı, araba yarışı ve birçok Aksiyon buradaydı. Şimdi bizim için sadece birkaç duvar ve taş. Sultanahmet meydanının tamamı çok uzun zaman önce hipodromdu. Ziyaret edip bakabilirsiniz, ödemeye gerek yok..

A
5/5

Bugün antik Bizans Hipodromu'ndan yalnızca birkaç kalıntı kalmıştır, ancak küçük bir şey hala görülebilmektedir: örneğin Theodosius Dikilitaşı veya Bronz Yılanlı Sütun. Sultanahmet'in tam merkezinde, Mavi Moşea'nın hemen yanında, büyük ilgi gören tarihi yer, kesinlikle görülmeye değer.

A
3/5

Oda çok küçük, sessiz ve güvenli bir yer, kahvaltı pek doyurucu değil, kahvaltıyı hazırlayan iki bayan dengesiz derecede yaramaz, süper süper düşmanca, abartmadan sadece görünüşleriyle gününüzü mahvedebilirler ve eğer 3 yıldız verirsem sırf bu yüzden Resepsiyondaki adamlar çok dost canlısı ve son derece nazik olan Ahmed ve Moo Salah, kendinizi rahat hissetmenizi sağlamak için geriye doğru eğiliyorlar, şapka çıkartıyorlar.

F
5/5

Duvarların hala ayakta olması bir mucize.

A
5/5

İnşaat işlerinin miktarı etkileyicidir. İlginç duvar.

W
4/5

Gerçekten etkileyici değil, her şeyi daha güzel hale getirmek için hala bazı çalışmaların yapılması gerekiyor.

O
4/5

Devasa antik duvarıyla muhteşem alan

N
5/5

Bu duvarın hala ayakta olması şaşırtıcı. Bu yapının altı toprak ve su ile doludur. Ne yazık ki içeri girmemize izin verilmedi.

3/5

Antik bir şehir duvarı simgesi gibi görünüyor.

I
4/5

Bir zamanlar Ayasofya Katedrali'nin önündeki meydanda bulunan, bir zamanlar devasa ve güzel hipodromdan geriye kalan tek şey bu. Hipodromun kendisinden sadece 3 sütun kaldı - Theodosius, Constantine ve Sultan Ahmed Meydanı'nda duran serpantin kalıntıları ve hipodromun tam da bu duvarı. Hayal gücünüzü kullanarak bu yapının büyüklüğünü hayal edebilirsiniz. Hayal gücünüz sizi yanıltıyorsa karşıdaki Nakkas mağazasına gidebilir ve hipodromun tarihine adanmış küçük bir ücretsiz serginin bulunduğu bodrum katına inebilirsiniz. Çok eğlenceli!

В
5/5

Hem binanın büyüklüğü karşısında hem de inşaatçıların önünde böcek gibi hissediyorsunuz!

N
3/5

Bir istinat duvarı

I
5/5

İnanılmaz. Hipodrom alanını ayakta tutan duvarlar.

L
5/5

Akşamları ziyaret etmeye değer bir pazar. Oradan Türk ürünlerini bulabilirsiniz.

T
4/5

Çoğu zaman gözden kaçan ama yine de çok ilginç olan hipodromun kalıntıları.

A
5/5

Türkiye sihir ve güzellik ülkesi

A
5/5

Tarihi muhteşem bir yer

Siz de beğenebilirsiniz

📍 Osmaniye, Ekrem Kurt Blv., 34146 Bakırköy/İstanbul

💬 At yarışı tutkunları için Veliefendi Hipodromu'ndan daha iyi bir yer olamaz! Türkiye'nin en önemli hipodromlarından biri olan Veliefendi, hem heyecan dolu yarış...

İstanbul En İyi Hipodrom Listesi İstanbul En İyi Bar pmu Listesi

📍 Sultan Ahmet, At Meydanı Cd No:21 D:1, 34122 Fatih/İstanbul

💬 Sultanahmet Camii’nin avlusunda bulunan, yekpare taştan yontma bu mütevazı koltuk zamanında şehrin en ihtişamlı yapısı olan Hipodrom’un bir parçasıydı. Seyirci...

İstanbul En İyi Hipodrom Listesi

Yorumunuzu yazın


Hata
Hata Alınıyor: Mesajınız gönderilemedi. Lütfen daha sonra deneyin.
Sistem bilgisi
Lütfen adınızı girin.
Lütfen yorumunuzu girin.


Bu alan zorunludur