Adres: | Kemankeş Karamustafa Paşa, Kemeraltı Cd. No:50, 34425 Beyoğlu/İstanbul |
---|---|
Kategoriler: | Turistik yer Cami Ibadet yeri |
Çalışma saatleri: | Perşembe 24 saat açık, Cuma 24 saat açık, Cumartesi 24 saat açık, Pazar 24 saat açık, Pazartesi 24 saat açık, Salı 24 saat açık, Çarşamba 24 saat açık |
Google Haritalar'da Aç |
KILIÇ ALİ PAŞA CAMİSİ TOPHANE (1578-81) Kanuni'nin kaptanlarından Kılıç Ali Paşa'nın yaptırdığı külliye denize yakın cami Plan şeması, yan mahfillerin orta mekâna kadar üç yandan yanaşması bakımından, Ayasofya ile büyük bir benzerlikgösterir. Aynı plan şemasındaki Süleymaniye'den mekân anlayışı bakımından farklıdır. Orta ve yan mekânlar birbirinden ayrılmıştır. Bu yönü ile Ayasofya'ya daha yakındır. Cami, o zamana kadar gösterilen çabaların aksine enine değil, boyuna gelişmiştir. Bütün bu nedenlerle caminin mimarının Sinan olamayacağı da söylenir. Kubbenin oturduğu kare dayanak iki yandan yarım kubbelerle, diğer iki yönde ise ayakların üzerine gelen ve dış cepheye kadar uzanan çok büyük kemerli payandalarla desteklenir. Mahfillerin orta mekâna kadar uzanması Zal Mahmud Camisi'ni andırırsa da kubbenin oturduğukemerler, üst katta mahfilden çok yüksekte kalırlar. Son cemaat yeri iki revaklıdır. Yan cepheler, kemer içlerindeki ikiz pencerelerle iyi bir görünüm verirler. Mihrabi, minberi.çinileri ve kalem işleri dikkat çekicidir. Reha Günay Mimar Sinan Kitabından "Nisan 2024, Sabah namazı kılmak nasip oldu, genç sesi ve tilaveti gayet güzel olan imam hatibi ayrıca tebrik ederim. Üst katlara çıkış için izin istediğimizde bize eşlik edip gezdirmesi de işine ve insana saygısını gösterdi teşekkürü borç bilirim. Süleyman Töreli..."
İstanbul’a gelen denizcilerin ilk durağı olan, kıyısına demirlenen gemileriyle şehri selamlayan, Kılıç Ali Paşa’nın zorlukları yenme azmini, Mimar Sinan’ın dehasını, Demircikulu Yûsuf Efendi’nin eşsiz ustalığını ortaya koyan Kılıç Ali Paşa Camii uzun yıllar İstanbul halkının mesire yeri, kadınların manzarayı izlemek için geldiği bir eğlence alanı olagelmiş. Bugün deniz kenarındaki şaşaalı günleri bitse de, şehrin karmaşası içinde hatırlanmayı, İstanbul’un bu en eski semtlerinden biriyle beraber görülmeyi hak ediyor.
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali’nin Mimar Sinan’a yaptırdığı İstanbul’un Tophane Semtinde Bulunan Camidir. Kılıç Ali Paşa Cami Ayasofya,nın Minyatürü olarak da söylenmektedir. Tasiyici sistemi Ayasofya ya benzetilmektedir. Cami Hicri 988 (Miladi 1580 ) yılında yapılmıştır. Türbe, Medrese, Ve Hamamdan oluşan bir külliyesi vardır. Gidip Görülmesi Gereken Yerlerin. Başında geliyor İçerisinde Eşsiz çiniler Ayetlerin işlenmesi Vitrayların Muazzam oluşu Daha da Anlatılmaz Gidip orada Bu Muazzam Camiyi Ziyaret edip Deneyimlemelisiniz
Kılıç Ali Paşa Camii, İstanbul'un Tophane semtinde, Karaköy ve Beyoğlu arasında yer alan ve Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan etkileyici bir yapıdır. 1580 yılında inşa edilen bu cami, ünlü Osmanlı denizcisi Kılıç Ali Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Kılıç Ali Paşa Camii, hem tarihi hem de mimari açıdan büyük bir öneme sahiptir ve İstanbul’un en önemli ibadet yerlerinden biri olarak öne çıkar. Camiye adım attığınızda, sizi karşılayan geniş avlu ve zarif revaklarla çevrili şadırvan, huzur verici bir atmosfer yaratır. Caminin dış cephesi, Mimar Sinan'ın ustalıkla kullandığı taş işçiliği ve zarif detaylarla süslenmiştir. Caminin tek minaresi ve merkezi kubbesi, yapıya ihtişam katar ve İstanbul’un tarihi siluetine anlamlı bir katkı sağlar. Özellikle denizciler için önemli bir sembol olan bu cami, Boğaz’a yakın konumuyla da dikkat çeker. İç mekâna girdiğinizde, Kılıç Ali Paşa Camii’nin sadeliği ve zarafeti sizi etkiler. Yüksek tavanlar, geniş pencereler ve kubbenin içindeki zarif süslemeler, iç mekâna aydınlık ve ferah bir hava katar. Mihrabın ve minberin detaylı işçiliği, Osmanlı sanatının ne kadar ileri seviyede olduğunu gösterir. Caminin iç mekânında kullanılan hat sanatı ve çini süslemeler, manevi atmosferi daha da güçlendirir. Her köşede hissedilen zarafet, Mimar Sinan’ın ustalığını ve estetik anlayışını yansıtır. Kılıç Ali Paşa Camii, sadece bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Osmanlı döneminin sosyal ve kültürel yaşamına dair önemli ipuçları sunar. Caminin yanında yer alan medrese, hamam ve türbe, Kılıç Ali Paşa’nın hayırsever kişiliğini ve Osmanlı dönemi eğitim sistemini gözler önüne serer. Bu yapılar, caminin bir külliye olarak işlev gördüğünü ve dönemin toplumsal yapısının önemli bir parçası olduğunu gösterir. Caminin bulunduğu Tophane semti, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan ve aynı zamanda modern yaşamın izlerini taşıyan bir bölgedir. Tophane, hem tarihi yapıları hem de sanat galerileri ve kafeleri ile İstanbul’un en canlı ve kültürel açıdan zengin semtlerinden biridir. Caminin çevresinde yer alan çay bahçeleri ve deniz kıyısındaki parklar, Boğaz manzarası eşliğinde dinlenmek ve İstanbul’un yerel lezzetlerini tatmak için ideal yerlerdir. Sonuç olarak, Kılıç Ali Paşa Camii, İstanbul’un en önemli ve etkileyici yapılarından biridir. Hem tarihi ve mimari zenginliği hem de Boğaz’a yakın konumu ile her ziyaretçisine unutulmaz bir deneyim sunar. İstanbul’un kalbinde yer alan bu değerli yapıyı ziyaret etmek, şehrin zengin kültürel mirasını daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. İstanbul’a yolunuz düşerse, Kılıç Ali Paşa Camii’ni mutlaka ziyaret edin ve bu eşsiz yapının tadını çıkarın
Etkileyici. İstanbul için sıradan olabilir ama mutlaka uğrayın yolunuzun üzerinde ise.
Kılıç Ali Paşa Camii, İstanbul'un tarihine bir yolculuk sunuyor. Mimar Sinan'ın ustalığı, camiye mistik bir hava katıyor. Deniz kenarındaki konumu, huzurlu bir atmosfer yaratırken, caminin minaresiyle gökyüzüne uzanan zarif silueti, İstanbul'un muhteşem manzarasına eşlik ediyor. Bu yapı, tarihin izlerini günümüze taşıyor ve ziyaretçilerini geçmişle buluşturuyor. #TarihveMimari
Mimar Sinanın muhteşem eseri. Tophane’de deniz doldurularak yapılmış, Ayasofya Camii mimarisine benzeyen mimarisi ile bütün pencerelerinin ve mihrabında harika çinilerinde ayetlerin nakşedildiği çok güzel bir camimiz.
Tophane de denizi doldurarak yapilan mimar Sinan in şahane eserlerinden biri daha. Kadın bölümü ortalama 60 M2 erkek bölümünden paravan çekilerek yapılmış. Halılar malesef kokuyor,görüntüde temiz görünmesine rağmen. Etek ve seccade bulabilirsiniz.
Osmalının kaptanı derya larından kılıç ali paşanın yaptırdığı ve kendi adına taşıyan camii. Gerek mimari gerekse içerindeki süslemeleri ile güzel camiilerden biri. Yolunuz düşerse uğrayıp görün derim
Tophane'de ; Kılıç Ali Paşa' nın Mimar Sinan'a yaptırdığı ziyaret edilip görülmeye değer eşsiz eser olan Kılıç Ali Paşa Camii'de ikindi namazını eda etmenin huzurunu yaşadım.
Yine bir Mimar Sinan klasiği... Tophane'de, hemen tramvayın yanında klasik dönem mimarisiyle oldukça göz alıcı. Camii, XVI.yy.da Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa adına inşa edilmiş. Bir Cuma kılma fırsatı elde ettim, sizlere de tavsiye ederim.
Farklı bi üslup farklı bi desen. Mekanın sıcaklığı sizi ısıtmaya yetiyor. Tevhid sizi kucaklıyor. Ali Paşa Camii için büyük usta mimar Sinan şöyle der: “Deryalar kudursa ve azgın dalgalar kubbenin tepesinden aşsa, yine bu mabet kıyamete dek Allah’ın izniyle ayakta kalacak!” Özet olarak tarihçesi :1580 kere gelindiğinde Kılıç Ali Paşa, cami yaptırmak için Sultan III. Murad’dan yer ister. Sultan da, Kaptan-ı Derya olmasından dolayı Kılıç Ali Paşa’ya denize cami yapmasını söyler. Bunun üzerine Paşa, Mimar Sinan ile anlaşır ve Tophane rıhtımının kenarına taş, toprak, moloz yığarak caminin inşasına başlar. Bu nedenle, Kılıç Ali Paşa Camii'nin deniz üzerine kurulan ilk cami olduğu söylenir.
Tophane Meydanı’nda bulunan ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılarak 1581 yılında inşa edilen bu caminin hikâyesinin şöyle olduğu rivayet edilir: Kılıç Ali Paşa, cami yaptırmak için Sultan III. Murad’dan yer ister. Sultan da, Kaptan-ı Derya olmasından dolayı Kılıç Ali Paşa’ya denize cami yapmasını söyler. Bunun üzerine Paşa, Mimar Sinan ile anlaşır ve Tophane rıhtımının kenarına taş, toprak, moloz yığarak caminin inşasına başlar. Bu nedenle, Kılıç Ali Paşa Camii'nin deniz üzerine kurulan ilk cami olduğu söylenir
Bu camide Cervantes'in esir olarak çalışıp çalışmadığıyla ilgili iddialar bulunmakta. Halen daha bu iddianın doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanamamış durumda. Caminin dışı ve etrafı İstanbul'un kesinlikle görülmesi gereken yerlerinden biri. cami ve hemen yakınındaki hamamı aslında bir kopleks şeklinde oluşturulmuş. Girişteki maketten detayları görebiliyorsunuz. Her ne kadar Mimar Sinan eseri olsa da bu caminin içi mutlaka görülmesi gereken bir durumda değil. İçi dışının ihtişamını taşımıyor. Yalnızca güneşli günlerde cami doğrudan güneş aldığında vitrayların içeride çok güzel bir ortam oluşturma ihtimali var. Ben denk gelemedim.
16 yüzyıldan kalan güzide eserlerinden bir tanesi Teravih namazı kılıp imanımızı tazeledik Gerek mimarisi gerek yakın olması kesinlikle gitmeye tavsiye ederim Definitely worth visiting and taking a photo from this 16 century oldu mosque Very unique built a bit in venetian decoration style Obavezno preporučujem za otići uslikati i klanjati naravno Dzamija iz 16 stoljeća odiše ljepotom i jednostavnošću
1580 yılında Osmanlı donanması kaptanı derya Kılıç Ali Paşa için Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Cami nin dışı ve içi de oldukça güzel. Fakat caminin etrafı biraz daha boş, serbest alan olsaydı bence çok daha güzel görünürdü.
Pek sevdiğimiz, klasik Osmanlı camilerinden... Çevresinde eskilerden pek kimse kalmadı. Ne Amerikan Pazarı ne çevre esnaf ne de Borsa. Ama kendisi pek daha bir güzel ortaya çıkmış. Yanıbaşında yenilenen Kılıç Ali Paşa Hamamı ise muhteşem olmuş. Yanıbaşındaki 1.Mahmud Han Çeşmesi ve Hamam ile birlikte bir külliye şeklinde gezdiniz mi aAnadolu'da bir il gezmiş gibi oluyorsunuz. Pek sevdiklerimiz..
Bu Cami için Küçük Ayasofya diyebiliriz. Hem içerden hem dışardan adeta Ayasofya'nın küçültülmüş hali diyebiliriz. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırdığı İstanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. Caminin birbirinden farklı birçok hikayesi ve efsanesi vardır. Don Kişot'un yazarı Miguel de Cervantes in bu cami inşaatında amele olarak çalışması, Hızır aleyhi selamın günde bir vakit burada namaz kıldığına inanılması gibi birçok hikaye ve efsaneden bahsedebiliriz. Cami Deniz doldurularak inşa edilmiştir. hemen yan tarafta Kılıç Ali Paşa'nın türbesi ve birçok denizcinin kabri vardır. Birbirinden estetik bu mezar taşları görülmeye değer. Aynı zamanda hamamın neden camiden önce yapıldığının hikayesini mutlaka dinleyin. Bence ziyaret edin.
Kılıç Ali Paşa Camii, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı İstanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. Camideki iki kitabeye göre, Hicri 988 (Miladi 1580) yılında yapılmıştır. Türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi vardır. Karaköyün en güzel eseridir.
Turistlik camii ler listesinde olmayıp gerçekten de gezilecek camii ler arasında üst sıralarda olan bir yer bence. Öğle namazlarını denk geldikçe gidiyorum. Avlusunda abdest almak içerisinde namaz öncesi oturmak çok huzur veren bir an. Yanında medrese ve bitişiğinde aynı isimle hamam mevcut. Mimarisi çok güzel ve hayran bırakan bir yapı.
İstanbul Tophane’de Kaptanıderyâ Kılıç Ali Paşa’nın (ö. 995/1587) kurduğu külliye, aslında deniz kıyısında ve İstanbul Limanı’ndaki gemilerden Beyoğlu tarafına çıkışı sağlayan en önemli iskelenin başında bulunuyordu. Külliye, dış avlu duvarıyla çevrili bir cami ile yanındaki büyük bir medrese ve tek hamamdan oluşmuştur
Kılıç Ali Paşa Cami -Kılıç Alı tarafından yaptırılmıştır. -Tophane semtinde Tophane Meydanı’nda bulunur. -Bir Mimar Sinan eseridir. -1580 yılında yapılan caminin türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi bulunmaktadır. -Caminin kubbesinin iki yanındaki yarım kubbeler, diğer iki yanındaki kemerler ve destek duvarlarıyla Ayasofya’nın küçük boyutlu bir revizyonu olarak görülür. -Yığma sistemle yapılmış yapıda kesme taş ağırlıklı malzeme kullanımı görülür. -İç mekanda taş ve çini ahengi göze çarpar. -Klasik üslupta bir tarz ile inşa edilmiştir. Türk mimarisi özelliklerini taşımaktadır.
Camii Mimar Sinan'ın son eserlerinden ve Ayasofya 'nın bir benzeri. Ama ben baska bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Harika konumdan dolayı etrafının keşmekeşinden sıkılınca camiinin huzur veren avlusunda sessizliğe kavuşabilirsin. Bi dene bence.
Karaköy’den yürüyerek çok yakın bir yerde olan galataport yolundaki bu eşsiz mimaride ki cami herkesin ilgi odağı oluyor yapısı gerçekten takdire şahan edilebilir yapılardan bir tanesi .
Kaptan-i Derya Kılıç Ali Paşa Camii. Istanbul Tophane'de bulunan cami Mimar Sinan tarafindan yapılmıştır
Muazzam bir külliyenin içindedir ve mimarisi ayasofyadan esinlenilerek daha gelişmiş bir yapıda yapılmıştır ve mimar sinanın yaşlılık dönemindeki son eserlerinden birisidir.
Mutlaka gidin ve size bir tüyo ulu camii hattatlarindan birinin tam kıble tarafında üstte bayağı yukarıda bursa ulucamideki hattının daha küçük ölçekli bir hat çalışması var ve vitraylari şahane dır dışarıdaki çeşmesi ise tam bir sanat eseridir ecdada selam olsun Hüdanin rahmeti üzerimize olsun
Beyoğlu Tophane semtinde bulunan vakit bulamadığım için içerisini gezemediğim ve namaz kılamadığımdan içimde ukte kalan bir tarihi camiidir. Camiinin yanında hamam da vardır. Aynı zamanda umumi ücretsiz kadın ve erkek ayrı olmak üzere iki ayrı tuvalet ve abdest alma yeri de vardır.
Kubbenin iki yanındaki yarım kubbeler, diğer iki yanındaki kemerler ve destek duvarlarıyla cami Ayasofya'nın küçük boyutta bir revizyonudur. Mihrap tarafındaki çiniler İznik'in parlak döneminin ürünüdür. Ayasofya'nın model alınmasının ardındaki sebep bilinmemektedir. Cami, giriş, pencere üstleri ve mihrap üstü hatları Karahisari Ekolünün son temsilcisi olarak kabul edilen Hattat Demircikulu Yusuf Efendi'ye aittir
Galataportun hemen yanında. Şehrin keşmekeşi ortasında sakinliği ve huzuru yakalayabileceğiniz iç dizaynı çok daha güzel olan cami.
Yine mimar Sinan eseri olarak, karşımıza çıkıyor. Zamanın kaptanı deryası olan; kılıç Ali paşa, caminin yanında defnedilmiştir. Bize ve sonra ki nesillere böyle güzel eserler bıraktıkları için mimar Sinan ve kılıç Ali paşadan Allah razı olsun.
Mimar Sinan döneminden güzel ve huzurlu bir Camii
Mimar Sinan'ın saheserlerinden biridir. 1580 - 1587 yılları arasında yapılmıştır.
Caminin iç kısmında duvarlarda mihrap kısmında fatiha suresi yazılıdır. Sola doğru gittikçe Ayet ElKürsi yazılıdır, sonrasında Ayetel Kürsiden devam eden ayetlerle Bakara suresinden yaklaşık 1.5 sayfa yazılıdır ve okuması, yazıları çözümlemek zor da olsa keyif vericidir. İki katlıdır ve üst katın iç kısma bakan kenarındaki kemerler çok güzeldir. Caminin avlusunun köşesinde sebil vardır. Türbesi kapalıdır.
Süper bir camii... özellikle gidip görmenizi tavsiye ederim
Kılıç Ali Paşa camii devrin önemli denizcilerinden adından da anlıyacağımız Kılıç Ali Paşanın yaptırdığı mimarı Mimar Sinan olan eserdir. Kılıç Ali Paşa İtalyan asıllıdır ve eski adı Giovanni Dionigi Galeni’dir. Esir düştüğü Osmanlı donanmasında iyi işler yapınca yükselir, Müslüman olur ve Uluç Ali adını alır.
Harika bir camii ecdattan ve bu camii inşa eden Mimar Sinandan Allah CC ebeden razı olsun.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ustasının Mimar Sinan'ın bir eseri. Hayranlık duymamak elde değil ustam sana
Tarihi Osmanlı dönemine ait, Mimar Sinan'ın eserlerinden sadece bir camii değil inci tanesi adeta.
15 yaşında kürek çeken köle iken zamanla Barbaros’un koltuğuna oturmayı hak eden, İnebahtı’nın tek kazananı İtalyan asıllı Osmanlı denizcisi Uluç ya da Kılıç Ali Paşa’nın Boğaz’a hediyesi.
İnanılmaz güzel bir cami hem mimarisi hem konumu özellikle Cami imamı ve müezzini cuma namazında bizi tamamen mest etti. Allah razı olsun.
Mimar sinan'ın eserini çok beğendim. Harika mimarisi var. Allah razı olsun emeği geçen ecdadımızdan. Ziyaret etmeyenlere tavsiye ederim
Kaptanı derya kılıç ali Paşa tarafından denize yaptırılan tarihi camide sabah namazı için buluştuk. İmam efendiye namaz sonrası camiyi tanıttığı için teşekkür ederim
Karaköy'de yer alan mimarisi harika olan denize çok yakın bir cami.
Çok güzel bir cami. Caminin bitişiğinde Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa'nın türbesi, medrese ve hamam bulunmaktadır.
İnebahtı savaşını kazanan Kılıç Ali Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı külliye. Neredeyse tamamen orijinalliğini koruyor yapı. Sebili, hamamı ve medresesi var. Tabi caminin ön tarafında da haziresi. İçerisi sanat tarihçileri tarafından Ayasofya'ya benzetilse de ben pek benzetemedim. Son olarak cami inşa edilirken o dönem Osmanlı Devleti'nin esiri olan Carvantes'in de cami inşaatında çalıştığı söylenir. Malum Don Kişot'un yazarıdır kendisi.
Tarihin Mistik ve İlahi Havasını Soluyacağınız Nadide Mabetlerimizden
Mükemmel. Hocalarımın ses sedası da yerinde maşallah. Büyük oranda korunmuş. Deniz üzerine yapılan ender camilerden
Çok güzel bir Mimar Sinan eseri..
Mimari olarak Ayasofyaya benzeyen hemen yanı başında faaliyette hamamı olan cami.(yanındaki oteller ve limanlar tarihi dokuyu bozuyor)
İstanbul'da mimarisinin değeri bilinmeyen tarihî eserlerden biri daha. Kesinlikle gidip ziyaret etmek lazım Karaköy sahiline yakın bir konumda bulunmakta. Cami mimari olarak bol bezemeli ve taşıyıcı sütunların çok çeşitli olmasına n yanı sıra kubeleride ilgi çekici ;)))
▶"Kuli’llahu haliku külli şey’in ve hüve ala küllişey’in vekil. Sadeka’llahu te’ala."◀ ▶"De ki: Her şeyi yaratan Allah’tır; her şeyin güvenip dayanacağı varlık da O’dur.’ Yüce Allah doğru söylemektedir."◀ ■Bu ibare Zümer suresinin 62. ayetinde geçmekle birlikte, başındaki ‘kul’ yani ‘de ki’ kelimesi ilgili ayette bulunmamaktadır. ‘Kuli’llahu haliku külli şey’in ...’ şeklinde başlayan bir ayet daha vardır ki o da : ▶"Kuli’llahu haliku külli şey’in ve hüvel vahidül kahhar"◀ ibaresiyle biten Ra’d suresinin 16. ayetidir. ▶"De ki: Her şeyi yaratan Allah’tır ve tek ezici güce sahip, yegane ‘bir’ O’dur."◀ ■Bu da demek oluyor ki cümle kapısında Allah’ın Halikıyyet (yaratıcılık) vasfı ikinci kez vurgulanmaktadır. Özetle ayetin ilk cümlesiyle bu ulu mabedin Allah’ın Halikıyyet vasfının bir mahsulü olduğuna işaret edilmiş; ikinci cümleyle de mabedin ilelebet ayakta durması için O’na sığınılmıştır. ■Cümle girişindeki bu muhteşem istifin hemen alt kısmında da aşağıdaki ayet yazılıdır: ▶"Huvallahül’l-haliku’l-bariü’l-musavviru le-hü’l-esmaü’l-hüsna ve hüve’l-azizü’l-hakim."◀ ▶"O öyle Allah ki; yaratan, var eden, şekil veren O; en güzel isimler O’nun; bütün göklerdeki ve yerdki O’na tesbih eder; O öyle aziz öyle hakimdir"◀ (Haşr 59/ 25)
Don Kişot'un yazarı Cervantes'in bu camiinin inşaatında esir olarak çalıştığını biliyor muydunuz :)
Kaptanı Derya Kılıç Ali paşa cami, Bir Mimar Sinan eseri, sanırım yeterli , adam herşeyi düşünmüş, ama herşeyi, bu kadar vizyoner bir mimar görmedim.
Kılıç Ali Paşa Camii, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı İstanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. Camideki iki kitabeye göre, Hicri 988 (Miladi 1580) yılında yapılmıştır. Türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi vardır. Kubbenin iki yanındaki yarım kubbeler, diğer iki yanındaki kemerler ve destek duvarlarıyla cami Ayasofya'nın küçük boyutta bir revizyonudur. Mihrap tarafındaki çiniler İznik'in parlak döneminin ürünüdür. Ayasofya'nın model alınmasının ardındaki sebep bilinmemektedir. Cami, giriş, pencere üstleri ve mihrap üstü hatları Karahisari Ekolünün son temsilcisi olarak kabul edilen Hattat Demircikulu Yusuf Efendi'ye aittir.[1] 2011 yılında ciddi anlamda restorasyon geçiren Cami, türbe ve hamamı ile İstanbul'un çok değerli hazinelerinden biri olan Mimar Sinan'ın bu yapıtı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Külliyenin medreseyi de içerisine alan diğer bölümleri restorasyona alınarak 2015 yılında tamamlanmıştır.[2] Cami, hemen karşısında bulunan ve bir meydan çeşmesi olan Tophane Çeşmesi ile de uyumlu olup, içinde birçok levent kabristanı barındırmaktadır. Bunlar arasında en muhteşemi Kaptan-ı Derya Ateş Mehmet Paşa'nın yelkenli ve kırık direkli lahid mezarıdır.[3] Mihrap, cami duvarından dışarıya taşırılmıştır. Giriş avlusunda şadırvanı vardır. Tophane Meydanı’nda bulunan ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılarak 1581 yılında inşa edilen bu caminin hikâyesinin şöyle olduğu rivayet edilir: Kılıç Ali Paşa, cami yaptırmak için Sultan III. Murad’dan yer ister. Sultan da, Kaptan-ı Derya olmasından dolayı Kılıç Ali Paşa’ya denize cami yapmasını söyler. Bunun üzerine Paşa, Mimar Sinan ile anlaşır ve Tophane rıhtımının kenarına taş, toprak, moloz yığarak caminin inşasına başlar. Bu nedenle, Kılıç Ali Paşa Camii'nin deniz üzerine kurulan ilk cami olduğu söylenir.[4]
Cami avlusuna girdiğiniz andan itibaren başlıyor tarihle iç içe geçmişle yüzleşme, Bize yadigâr kalan o muhteşem yapılardan biri olan Kılıç Alı Paşa Camii ve Külliyesi Gezip görülecek yerler arasındadır. Bulunduğu bölge itibariyle de çevresinde bir çok ziyaret edilebilecek tarihi türbe ve mescitler bulunmaktadır. Tarihi Yarımada'nın manevî yönüyle ve Osmanlı mahalle kültürü ile yoğrulmuş bir bölgesidir buraları...
Kılıç Ali Paşa Camiî, deniz üstüne ilk yapılan ve tamamlandıktan sonra en çok ziyaret edilen camilerden birisidir.
Cami çok güzel cami imamı fotoğraf çekimi için sıkıntı çıkarmış sonradan güvenlik görevlisi söyledi. Müftülüğü arayıp şikayet etmişler herhalde. Biz gençler camide olmaktan, namaz haricindede orada bulunmaktan mutluluk duyuyoruz, karaköyde bir sürü bar tarzı yer varken camiye gelen biz gençlere sergilediğiniz tavır hukuksuz ve huzur bozucu cami haricinde bulunabileceğimiz bir sürü yer ve çekim yapabileceğimiz arka plan var camiyi tercih ediyorsak inancımızdan ötürüdür. Bende arayıp şikayetci oldum yaşadığım durumu cimere de akşam yazacağım. Fotoğraf çekimi yaparken ne flaş kullandım, ne tripod, nede camiye bir zarar verdim. Bu şekilde tavır sergilenmesi üzücü, yazık, çok yazık Madde 12- Cami veya mescitleri ziyaret eden yerli veya yabancı ziyaretçiler, ancak cemaatle kılınan namaz saatleri dışında, cami veya mescit görevlilerinden birinin nezaretinde ve spot kullanmamak şartıyla film veya fotoğraf çekebilirler. Cami veya mescitlerde bulunan eserlere hiçbir şekilde fizikî müdahale, istampaj ve benzeri işlemler uygulanamaz.
Mimar Sinan'a saygımızı sevgimizi perçinleyen bu güzel yapıyı beğenmemek mümkün değil.. Avluya girdikten sonra ayrı bir dünya, ayrı bir maneviyat.. Mevcut imam hatibi de efsane sesiyle cemaati kendine hayran bırakıyor..
Mimar Sinan'ın Ayasofya hayranlığının etkileyici bir sonucu.
İstanbul'un en güzel camilerinden birisidir. Mimar Sinanın ustalığını burda da görmek mümkün. Yakın zamanda tekrar restore edildi. Sıcak yaz günlerinde bir köşesine çekilip huzur bulabilirsiniz.
Çok güzel camidir. İstanbul'a dışarıdan gelen misafirlerinize göstermenizi tavsiye ederim. Bir zamanlar Fatih Hocam ve teknik ekibinin de Cuma namazı toplanma yeriydi. Huzurlu ve mimari açıdan enfes bir ibadethanedir.
İstanbulun incilerinden ve müezini secde ettirenlerden. Yakıştıramadığım bir şey her tarafından kablo ve şamdan sarkması. Yavuz sultan selim camiini örnek alarak bir düzenleme yaparlarsa bize miras bırakılan güzellikleri görebiliriz kanısındayım.
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa Camii : Istanbul, Beyoğlu Ilçesi, Keşmekeş Kara Mustafa Paşa Mahallesi, Kemeraltı Caddesinde...Karaköy'de Denize/Boğaza nazır...Muhteşem Şaheser!...Ihtişamlı Eser!... Aslında burası bir Külliye!... Mimar Sinan'ın 1580-1587 yılları arasında yaptığı Harika Eserlerden!...Sanat Eseri! ... Mühendislik-mimarlık Harikası!... Kesme taştan inşa edilmiş, Kârgir Anıtsal Yapılardan!.. Sakin; Havadar, huzur dolu!.. Konumu, mimarisi , işçiliği , akustiği , dekorasyonunu ve manzarası çok güzel!... Yaptıranlardan, yapanlardan, emeği geçenlerden ve bugünlere gelmesinde katkısı olanlardan Allah razı olsun!...Allah rahmet eylesin!...Yerleri Cennet olsun!...
Kadınlar kısmının ortasındaki basamak yüzünden geçen hafta ayağımı kırdığım cami. Caminin ortasına basamağı neden koyduklarını merak ediyorum.
Mimar Sinan'ın ruhu sonsuza kadar şad olsun inşallah son eserlerinden birisi bu güzeller güzeli camii şerif ne yazsam az kalır gezin,ibadet yapın ama gelip görülesi bir tarihi yapıt
Harika bir caami maneviyatı mimarisi ve konumu itibariyle kendine hayran bırakan bir eser.
Uluç lakabıyla da anılır. Aslen Kalabriyeli olup Giovan Dionigi Galeni adını taşıdığı, papaz olmak üzere Napoli’ye giderken Cezayirli Ali Ahmed Reis tarafından 926’da (1520) esir alındığı rivayet edilir. Tophane’de adına yaptırılan camiye ait vakfiyede baba adının Abdülmennân ve Abdullah gibi iki ayrı şekilde belirtilmiş olması (Kılıç Ali Paşa Vakfiyesi, vr. 8b, 40a) mühtedi olduğunu gösterir. Önceleri kendisine verilen Uluç lakabı, Kuzey Afrika’da “Arap olmayan kâfir ve dinsiz” anlamındaki “ılc” kelimesinden gelmekte olup (Karahisârî, s. 694; Kāmus Tercümesi, I, 424) arşiv belgelerinde daha çok denizciler için “uluç ve müslüman sûretinde kâfirler” şeklinde kullanılmakta ve casusluk yapan hıristiyan denizcilerini ifade etmektedir (BA, KK, nr. 1770, s. 85b; BA, MD, nr. 5, hk. 1502-1503). Hicrî takvimle doksan yaşları civarında vefat ettiğine göre 1500’lü yılların başlarında doğmuş olması muhtemeldir (Selânikî, I, 186). Esir düştükten sonra İslâmiyet’i kabul edip denizciler arasına katılmış olduğu sanılan Uluç Ali hakkındaki ilk bilgiler 955 (1548) yılına kadar iner. Bu tarihte Turgut Reis’in maiyetine giren Uluç Ali, Mehdiye savunmasında (956/1549) ve Cerbe akınlarında (957/1550) başarılı hizmetlerde bulundu. Turgut Reis’in 958’deki (1551) Trablusgarp seferine katıldı. Bilinen ilk görevi Belediunnâb kāidliğidir. Bu görevde iken bazı şikâyetler üzerine teftişe mâruz kaldı. Cezayir Beylerbeyi Sâlih Paşa’nın emriyle Cezayir’e getirilmek üzere Memî Reis görevlendirildiyse de ondan kurtularak İstanbul’a geldi (BA, MD, nr. 2, hk. 414). Belgelerde Cezayir reislerinden olduğu belirtilen Uluç Ali, 3 Cemâziyelâhir 963’te (14 Nisan 1556) 40 akçe ulûfe ile hassa reisliğe tayin edildi (BA, MD, nr. 2, hk. 516). Cezayir Beylerbeyi Sâlih Paşa’nın vefatı üzerine onun emrindeki donanmayı geri çağırmak üzere Cezayir’e gitti ve bu hizmetlerinden dolayı ulûfesi 15 Zilkade 963’te (20 Eylül 1556) 100 akçeye çıkarıldı (BA, MD, nr. 2, hk. 1431-1432). 964’te (1557) Piyâle Bey kumandasında Akdeniz’e açılan Osmanlı donanmasına bir baştarda ile katıldı (BA, D.BŞM, nr. 51, s. 2, 55). Piyâle Paşa ile birlikte 967’de (1560) Cerbe seferine gitti. Donanma Benefşe’ye geldiğinde Uluç Ali keşifte bulunmak üzere Çuka adası civarına gönderildiğinde rastladığı bir gemiyi (barça) esir aldı ve kuşatma sırasında pek çok yararlık gösterdi (Zekeriyyâzâde, s. 42-43, 74-75); yevmiyesi 10 akçe yükseltildi (BA, MD, nr. 4, hk. 1466). Bu hizmetleri karşılığında Sığla sancak beyliğine getirildi ve bölgedeki sularda muhafaza (derya muhafazası) görevi üstlendi (BA, KK, nr. 219, s. 144). Hububat kaçakçılığı takibatı sırasında 971’de (1564) Sakız beyleriyle çatıştı, kendisiyle aynı adı taşıyan kardeşi Ali Sakızlılar tarafından öldürüldü (BA, KK, nr. 74, s. 14). Daha sonra Malta kuşatmasına İskenderiye beyi olarak altı gemilik bir filo ile katıldı (Turan, s. 82, 86). Trablusgarp Beylerbeyi Turgut Paşa’nın şehid olması üzerine Zilhicce 972’de (Temmuz 1565) Trablusgarp beylerbeyi oldu ve gerekli mühimmatı Cerbe’den Malta’ya taşımakla görevlendirildi (BA, KK, nr. 7501, s. 108, 111). Trablusgarp beylerbeyiliğine bir ara Mehmed Paşa getirildiyse de (BA, MD, nr. 5, hk. 1972) Tâcûrâ halkının isyanı üzerine buraya tekrar Uluç Ali Paşa tayin edildi. Bu isyanı bastırdığı için 16 Rebîülevvel 975’te (20 Eylül 1567) padişahın iltifatına mazhar oldu, kendisine bir kılıçla iki hil‘at gönderildi. Ayrıca İspanya donanmasının Akdeniz’deki bütün hareketlerini İstanbul’a bildirerek tedbir alınmasını istedi (BA, MD, nr. 7, hk. 250, 653, 1060). 2 Muharrem 976’da (27 Haziran 1568) Cezayirigarb beylerbeyi oldu (BA, MD, nr. 7, hk. 1625). Tunus halkının da kendisine müracaatı üzerine Şevval 977’de (Mart 1570) Tunus’u aldı ve Kāid Ramazan’ı buraya kaymakam bırakarak Cezayir’e döndü. Aynı zamanda bölge ahalisinin desteğiyle İspanya üzerine gidilerek Endülüs müslümanlarına yardım edildi, İspanya şehirleri yağmalandı (BA, MD, nr. 9, hk. 204). Bu sırada başlayan Kıbrıs kuşatmasına katılmak üzere Akdeniz’e açılan Uluç Ali Paşa karşılaştığı dört Malta kadırgasını ele geçirdi.
Tophaneýe ugradiysaniz buraya gelip iki rekat kilmadan gitmeyin..:)))
Mimari açıdan küçük Ayasofya ... Özellikle içi mimari açıdan Ayasofya'nın yavrusu . Çiniler ve vitrayları inanılmaz ... Mimarsinan' ın mütevazı boyutlarda ama ince zevkini yansıtan muhteşem bir eseri . Kılıç Ali Paşa'nın cami yapımı için arazi tahsisi isteği karşısında devrin padişahının denize yap buyruguyla, denizin doldurarak yapıldigi eser.Ne yazık ki yıllar içinde yapılan doldurmalarla denizden uzakta kalan bu muhteşem esere insan üzülüyor zira düşünsenize bu kadar estetik bir yapının adeta denizde gibi göründüğünü. 1 puan kırma nedenim, cami ziyaretim süresince imam, vaiz, müezzin, camide görevli olmayışıdır.Hemen az ilerisinde Nusretiye camisinde de görevli hocalar yoktu işin ilginci güvenlik dahi yoktu. anlamadığım 5 vakit namaz vakti dışında nerede bu diyanet görevlileri.Osmanlı yadigarı bu özel camilere turist gelebilir, bilgi almak isteyen insanlar gelebilir. Bu kadar kıymetli eserlerde görev yapan hocalar daha özenli ve dikkatli olmalı, dusuncem...
İstanbul un en güzel camilerden biridir...
Çok güzel bir cami
Tophane’de Kaptan-I Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Kılıç Ali Paşa’nın adına kurulmuş külliye içindedir. Külliye, dış avlu duvarıyla çevrili bir cami ile yanındaki büyük bir medrese ve tek hamamdan oluşmuştur. Caminin kıble tarafında Kılıç Ali Paşa’nın türbesi ve bir de hazîre vardır. Kitâbesine göre külliyenin kurucusu Kılıç Ali Paşa ve Mimar Sinan’ın eseridir. Kılıç Ali Cami Ayasofya’nın mimari düzeninin bir benzerine sahiptir. Sinan, çok daha küçük ölçüde Ayasofya’nın planını ve Osmanlı mimarisinin unsurlarını kullanarak şaşırtıcı bir uygulama ortaya koymuştur. Yapının Ayasofya ile benzerliğini en fazla vurgulayan unsur iki yanlardaki birer çift destek payandasıdır. Sinan, çok iyi incelediği Ayasofya’nın planı ile üst yapısını gerek estetik gerek statik bakımlardan daha kusursuz olarak değişik bir mimari anlayışla yorumlamıştır. Bu bakımdan Kılıç Ali Paşa Camii basit bir taklit değil Ayasofya mimarisinin geliştirilmiş, statik bakımdan çok daha güçlü bir formudur.
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından 1580 yılında Mimar Sinan’a yaptırılan Kılıç Ali Paşa Camii, yapısı itibariyle “Ayasofya’nın küçültülmüşü” olarak bilinir. Medrese, türbe ve hamamıyla birlikte bir külliye içerisinde olan cami İstanbul’un Tophane semtindedir. İznik’in en parlak dönemine ait çinilerin bulunduğu mihrap görmeye değerdir. Cami ile birlikte külliye en son 2011 ve 2015 yıllarında restorasyon geçirmiştir. Caminin yapılış hikayesi de bir hayli ilginçtir. İlk adı Uluç Ali olan Kılıç Ali Paşa, Malta Kuşatması ve Trablus’un fethinde bulunmuş bir Osmanlı denizcisidir. Kaptan-ı Derya olduktan sonra cami yaptırmak üzere Sultan III. Murad’dan müsaade isteyen Paşa’ya Padişah, “Sen ki deryalar serdarısın” diyerek camiyi denize yaptırmasını söyler. Bunun üzerine Türk mimarisinin kilit taşlarından birisi olan Mimar Sinan ile anlaşan Paşa, Tophane rıhtımına moloz, taş ve toprak yığdırır. Deniz üzerine kurulan ilk cami bu şekilde Kılıç Ali Paşa Camii olmuştur. Tek minareli ve tek kubbeli camilere güzel bir örnek olan Kılıç Ali Paşa Camii dikdörtgen bir yapıya sahiptir. Sahip olduğu 147 penceresiyle son derece aydınlık ve ferah bir iç mekanı bulunmaktadır. Hüsnü hat ve çini işçilikleri büyük hayranlık uyandırmaktadır. Dünya klasiklerinden birisi olan Don Kişot’un yazarı Miguel de Cervantes ile Kılıç Ali Paşa Camii’nin yolu bir dönem kesişmiştir. Cervantes’in isminin bir yaralama vakasına (yasak olmasına rağmen kılıçla düello yapmış ve rakibini ağır yaralamıştır) karışması üzerine elinin kesilmesine hükmedilir. Bunun üzerine Roma’ya kaçan Cervantes, İnebahtı Deniz Savaşı’na katılmak üzere Venedik donanmasına yazılır. Bu dönemde Lala Mustafa Paşa’nın komutasındaki Osmanlı birlikleri Kıbrıs’ı ele geçirince Papa bir çağrıda bulunmuş ve Hıristiyan dünyasını Türklere karşı savaşa çağırmıştır. 50 Bin şehit verilmesine karşın Osmanlı savaşı kazanmış ve Uluç Ali Reis İstanbul’a dönerek Kılıç Ali Paşa adını almıştır. Savaşta sol elini kaybeden Cervantes de bu savaşta esir alınanlar arasındadır. 5 yıl esaret yaşayan Cervantes, Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalışmıştır. Çalışmasının karşılığında özgürlüğüne kavuşan Cervantes, esaretinin sonunda ülkesine dönerken “Elveda anlı şanlı İstanbul” adlı bir şiir yazmıştır. Tek eliyle modern Avrupa’nın ilk romanı unvanına sahip olan Don Kişot’u kaleme almıştır. İspanyol romancı, eserinde kendini “çolak” bırakan İnebahtı Deniz Savaşı’ndan da bahsetmektedir.
Caminin mimarisi ve içi çok guzel lakin caminin kenarindaki mekanlar caminin yaninda masalarda alkol icilmesi berbat bir goruntu bu nasil mudahale etmezler anlamiyorum
İstanbul'daki en sevdiğim camilerden biri. İnşaatında Cervantes'in çalışmış olmasıyla beni manen daha da etkilemiştir. İçerisi güzel,temiz ve huzurlu. Avlusu temiz fakat belediyenin çöp ve bağış kutularını cami giriş kapısının önüne koymaları mistik havayı bozuyor. O büyük kutuların göze batmayacak şekilde düzenlenmesi ya da yerlerinin değiştirilmesi gerekli.
Şahane. Kılıç Ali Paşa Camii, İstanbul Tophane meydanında, Meclis-i Mebusan caddesi üzerinde 1580 yıllında Kılıç Ali paşa tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş külliyenin ana yapısıdır. Özellikle İnebahtı Savaşı sırasında manevra kabiliyetindeki büyük hünerlerinden Kılıç Ali Paşa’ya Sultan II. Selim kendisine Kılıç adını ve Kapudan-ı Derya’lık makamını verir. İstanbul’un güzide semtlerinden Tophane’yi 16. yüzyılda denizin doldurulması ile elde edilen zemin üzerine oturtularak yalı camisi özelliğinde inşa edilen ve 430 yıllık mazisiyle dünya kültür mirasının en nadide eserlerinden biri olan Kılıç Ali Paşa Camii ve Külliyesi süsler. Paşanın namını ebedileştirecek bir eser olan külliyenin ortaya çıkışının ilginç bir öyküsü var. Cami inşa ettirmek üzere devrin sultanından arazi ve izin talebinde bulunan paşaya sultan cevaben “O, deryaların serdaru dur, varsın muktedirse camiini de derya üzre yapsun! Yoksa O’na karadan bir karış yer vermem!” der. Bunun üzerine Kılıç Ali Paşa “Hünkarımız doğru derler, bizim evimiz de, mekanımız da deryalardır; o halde mabedimizin de derya üzre inşası uygun olur!” der ve günümüze kadar gelen külliye Mimar Sinan’ın idaresinde deniz üzerinde ortaya çıkar. Yıllar boyu incelediği Ayasofya’yı andıracağını söylediği, içine Türk mimarisinden unsurlar da katarak vücuda getirmeyi plânladığı Kılıç Ali Paşa Camii için büyük usta mimar Sinan şöyle der: “Deryalar kudursa ve azgın dalgalar kubbenin tepesinden aşsa, yine bu mabet kıyamete dek Allah’ın izniyle ayakta kalacak!” Yıllardır vapur ve bina bacalarından çıkan kara dumanlarla taşının rengi siyaha çalsa da, Kılıç Ali Paşa Camii pembe renkli Ayasofya’nın adeta küçük bir örneğidir. Kılıç Ali Paşa veya Uluç Ali Paşa ismiyle tanınan bir Osmanlı denizcisidir. 1500- 1587 yılları arasında yaşamıştır. Batılılarca Occhiali ya da Uluj Ali olarak da bilinen 1571 ile 1587 yılları arasında 16 yıl kaptan-ı derya olarak görev yapmıştır. İtalyan asıllı olup, adı "Giovanni Dionigi Galeni"dir. İtalyan kaynaklarında Occhiali adıyla geçer. Daha sonra müslüman olmuş, hızla yükselmiş ve Osmanlı donanmasının önemli komutanlarından biri olmuştur. Özellikle, İnebahtı Savaşı sırasında gösterdiği başarı ile bilinir. Karısının adı Selime Hatun'du ve hiç çocukları olmamıştır. 1500 yılında İtalya'da Kalabriya'nın bir köyünde yoksul bir balıkçının oğlu olarak dünyaya geldi. Uzun süre kadırgalarda forsalık yaptı. Daha sonra müslüman olarak özgürlüğünü kazandı ve Ali adını aldı. Korsanlık yapmaya başladı. Arap olmayan korsanlara verilen Uluç namı ile de anılmaya başlandı. 1548'de Turgut Reis ile çalışmaya başladı. Mehdiye kalesinin savunmasında ve 1560'ta Cerbe'nin zaptında yer aldı. Turgut Reis'in yanında Trablus'un fethinde bulundu, Napoli ve Sicilya harekatlarına katıldı. Turgut Reis ile birlikte 1551'de İstanbul'a geldi. Kendisine reis olarak tersanede görev verildi. 1560'da Piyale Paşa komutasında Akdeniz'e açılan donanmada yer aldı. 1565'teki Malta kuşatmasına katıldı. Bu seferin ardından İzmir sancakbeyi oldu. 1568'de Cezayir beylerbeyliğine getirildi. Kıbrıs'ın fethinde bulunduktan sonra 20 gemi ile Osmanlı donanmasına katıldı. Fethin ardından Pertev Paşa ve Ali Paşa ile Rodos'a geçti ve Girit sahillerini vurdu..
Çok güzel bir cami.Büyük,ihtişamlı,estetik,sade.Yani Mimar Sinan eseri. İçeride ilginç bir huzur vardı.Genelde büyük , mermer veya beton camilerde bunu hissetmem.Ahşap,küçük camilerdeki huzuru hissettim içeride.Oturup saatlerce düşünmeyi isterdim ama olmadı. Kılıç Ali Paşa ilginç bir kişilik.İnternette ki bilgilere ne kadar güvenilir artık; İtalyan olduğu ve İtalya’nın en güneyindeki Le Castella kasabasında doğduğu konusunda herkes hemfikir.Sonrası ile ilgili bilgiler değişik.Büyük Türk denizcilerinin yanında yetiştiği ve İnebahtı savaşı sonrası Kaptan-ı Derya olduğu biliniyor. Sonrası ile ilgili Murat Bardakçının ilginç bir yazısı var.Caminin inşası ile ilgili hikaye ve Don Kişot’um yazarı Servantes’in de bu inşaatta çalıştığı gerçeği de ilginç. Bu cami ve banisi her şeyi ile ilginç.Okuyun öğrenin ve öyle gezin.Hatta içerideki huzur dolu ortamda ibadet edin.
Maneviyat ve huzuru caminin içinde çok rahat hissedebilirsiniz gidip bir namaz vakti bunu yaşamaniz lazım. Bazi şeyler kelimelerle tarif edilemezki belki de Hızır A.S ile aynı safta namazını eda edersiniz bu caminin böyle de bir hikayesi var bir Mimar Sinan eseri tarife gerek varmi
Dünyanın en büyük mimarlarından biri olan Mimar Sinan'ın eseridir. Klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu camide son cemaat yerinin diğer camilerdeki gibi olmadığını, üzerine serilen halılarla bambaşka bir kimliğe büründüğünü görebileceksiniz. Avlusuna gelecek olursak Üstad Sinan'ın diğer camilerine göre daha ufak diyebiliriz. Ancak sıcak yaz günlerinde yerli hem yabancı turistler icin iyi bir sığınma bölgesi. İbadet boyutunda ise size son cemaat yerinden namaz kılmayı şiddetle tavsiye ediyorum. Namazın tatlı rüzgar esintileri altında huşu içinde kilabilirsiniz.
Mimar Sinan'ın hayranlık uyandıran bir eseri daha... Hoş bir hikayedir; Kılıç Ali Paşa, Sultan Murad'dan cami ve türbesi için yer ister. Sultan Murad O'na "sen Kaptan-ı Derya'sın, git türbeni denize yap" der. Paşa, durumu Mimar Sinan'a anlattığında türbesini denizi doldurup üstüne yapar. Böylece Sultan'ın dediği de, Paşa'nın isteği de gerçekleşmiş olur.
Mimar Sinanın ustalık dönemindeki eserlerinden biri. Camide renkli camlardan çok var.(vitray) Sessiz ve huzurlu bir cami. Özellikle 4 sahabe ve Allah ve Muhammed sav. hat levhaları muhteşem. Caminin sağ tarafından itibaren Bakara Suresi yazılı.
Mimar Sinan'ın güzel bir eseri. İstanbul'da tarihi mekanlara yönelik gezi programı hazırlayanlar için görülmesi tavsiye edilir.
Ecdad'ın güzel miraslarından biri daha. Huzur ve maneviyat dolu
Her Sinan eseri gibi bu camide de kendine münhasır bir üslup benimsemiş Mimar Sinan. Oldukça etkileyici ve doğrudan 1500'lü yılları hissettiren bir havası var.
Kılıç Ali Paşa (d. 1500 - ö. 25 Haziran 1587, İstanbul), Uluç Ali ya da Uluç Ali Reis olarak da bilinen, 1571 ile 1587 yılları arasında 16 yıl kaptan-ı derya olarak görev yapmış Osmanlı denizcisidir. İtalyan asıllı olup, Müslüman olmadan önceki adı "Giovanni Dionigi Galeni"dir. İtalyan kaynaklarında Occhiali adıyla geçer.[1] Müslüman olduktan sonra hızla yükselmiş ve Osmanlı donanmasının önemli komutanlarından biri olmuştur. Özellikle, İnebahtı Savaşı sırasında gösterdiği başarı ile bilinir. Karısının adı Selime Hatun'du ve hiç çocukları olmamıştı. 1500 yılında İtalya'da Kalabriya'nın bir köyünde, bir balıkçının oğlu olarak dünyaya geldi. Yeniyetmelik döneminde rivayete göre papaz olmak üzere Napoli'ye giderken Berberi korsanlarından Ali Ahmet Reis tarafından tutsak alındı.[1] Uzun süre kadırgalarda forsalık yaptı. Daha sonra Müslüman olarak özgürlüğünü kazandı ve Ali adını aldı. Korsanlık yapmaya başladı. Arap olmayan korsanlara verilen Uluç namı ile de anılmaya başlandı. 1548'de Turgut Reis ile çalışmaya başladı. Mehdiye kalesinin savunmasında ve 1560'ta Cerbe'nin zaptında[1] yer aldı. Turgut Reis'in yanında Trablus'un fethinde bulundu, Napoli ve Sicilya harekâtlarına katıldı. Turgut Reis ile birlikte 1551'de İstanbul'a geldi. Kendisine reis olarak tersanede görev verildi. 1560'ta Piyale Paşa komutasında Akdeniz'e açılan donanmada yer aldı. 1565'teki Malta kuşatmasına katıldı.[1] Bu seferin ardından İzmir sancakbeyi oldu. 1568'de Cezayir beylerbeyliğine getirildi. Cezayir beylerbeyiDüzenle 1567'de İspanya'da Mağripli nüfusun eritilmesine ilişkin bir dizi önlem alınmıştı. Mağribiler ile İspanyollar arasında 1568 Noel'inde başlayan çatışmalar 1570'e kadar sürdü. Gırnata zorla boşaltıldı ve Mağribiler farklı eyaletlere dağıtıldılar. Ayaklanan Mağribilere tek yardım Uluç Ali'den geldi. Cezayir beylerbeyi Endülüs sahiline saldırarak yardım etmeye kalkıştıysa da daha sert misillemelere neden oldu. Bunun üzerine İspanya'nın korumasındaki Sultan Mula Hamid'in hükümdar olduğu Tunus'a cephe aldı. 1569'da fazla güçlük çekmeden Tunus'u İspanyollardan aldı. Mula Hamid İspanyol garnizonun elindeki La Goulette kalesine sığındı. Bu olay İspanya'nın 1571'de Osmanlılara karşı savaşa girmesinin nedenlerinden biri oldu.[1] Kıbrıs'ın fethinde bulunduktan sonra 20 gemi ile Osmanlı donanmasına katıldı. Fetihin ardından Pertev Paşa ve Ali Paşa ile Rodos'a geçti ve Girit sahillerini vurdu.
Mimar Sinan'ın nadide eserlerinden biridir. Mimar Sinan, özgünlüğü ile tanınan bir mimar olmasına rağmen ilk kez bir eserinde bir başka yapıya öykünmüştür. Kılıç Ali Paşa Camii'nin mimari açıdan Aya Sofya'ya benzemesinin nedeni budur. Kılıç Ali Paşa'nın Aya Sofya'yı çok beğendiği ve adıno taşıyan camiyi yapan Sinan'a bu öykünmenin sağlanması için özellikle ricada bulunduğu rivayet edilir. İstanbul'da görülmesi gereken yapılardandır.
Kaptanı derya kılıç ali paşa tarafından Mimar Sinana yaptırılmıştır.İlk yapıldığında deniz kenarında olan camii sonraki yıllarda şehir planlaması neticesinde eenizden uzaklaşmıştır.Mimar sinan burada Ayasofya'nın planını kullanmıştır
Kılıç Ali paşa camisi Mimar Sinan ın ne denli etkileyici bir insan olduğunu göstermesi açısından önemli. Cami seyrine doyulmayan bir güzellikte. Açıkçası göz kamaştırıcı. Her bir köşesi için düşünülmüş. Emek harcanmış. Estetik bir bilincin eseri. Cami çevresi şimdi sarı damperli kamyonlarla dolsa da. Hiç biri bu caminin estetiğini yakalayamaz. Paragöz bir mimar ya da mimarlar dışında kimse bu yapının çevresine bina kondurmaz. Ben olsam mesleki ettikten ötürü yapmam. Sarı damperli kamyonları sokmak bu çevreye. Mimar Sinan a nasıl böyle bir kötülük yapılabilir bilmiyorum.
Yine Bir Mimar Sinan Harikasi
Selatin camileri haricindeki en güzel Mimar Sinan eseri.Ayasofya'ya benzer bir plan uygulamış "ben olsaydım böyle yapardım" demiş sanki.
Tophane-i Amirenin karşısında bulunan Kılıç Ali Paşa camii hamamiyla , sebiliyle Mimar Sinan tarafından yapılan bir külliye. Konum itibariyle boğaz kenarinda bulunan bu muhteşem eser manevi atmosferiyle Istanbulda ziyaret edilmesi gereken camiler listesine alınması gereken huzur bulabileceğiniz mabetlerden birisi...
Her daim ibadet için olan ejdadin bizlere hediyesi harika ibadet alanı. Heleki buranın hikâyesini bilenden dinlemek bir başka dünyanın kapısını aralıyor insana. İçerisi yazın serin kışın ılık..
Tophane’de bulunan Kılıç Ali Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından, tasarımında Ayasofya’dan esinlenerek 1580 yılında yaptırılmış. Kılıç Ali Paşa, aslen İtalyan olup sonradan İslam’ı kabul ederek özgürlüğüne kavuşan ve aynı zamanda kaptan-ı deryalık yapmış bir paşa. Kılıç Ali Paşa Camii, İznik çinileri ve ana kapıdaki sundurması ile birlikte İstanbul’un güzel camilerinden birisi konumunda.
Tarihi, hikayesi ve Ayasofya'ya benzerliğiyle aklımda kalan bir cami. Yabancı turistler zaten gidiyor, yerli turistler tarafından da gezilmesi gereken noktalardan biri. Camiye girmek icin örtüler mevcut, kıyafetinizi dert etmeyin.
Camii çok güzel imam daha güzel tarihinin vermiş olduğu huzur bambaşka imam Efendi'nin kuran okuması bambaşka muazzam kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir değer
Bu Camii hakkında yorum yapmak mümkün değil. Ancak , '-gidin ve görün" demek mümkün. Muhendis-Mimar Sinan'in en az Süleymaniye Selimiye eserleri kadar değerli bir eseri.. Belki onlar kadar görkemli olmasa bile yapım tekniğinin zirvede olduğu bir başyapıt. Hamamı, Medresesi , türbesi ve Sebili bu muhteşem Camii'yi tamamlıyor. Yapanın ve vesile olanların mekanları cennet olsun..Son olarak başta yazdığımı tekrar edeceğim. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa Camiini "-gidin ve görün" .
Beyoğlu'nda Karaköy'de yer alan harika bir mimarisi olan denize çok yakın bir cami. Rivayete göre Kılıç Ali Paşa bu camiyi yaptırırken İtalyan mimarlar da çalışmış ve Don Kişot romanının yazarı Cervantes'in de bu camide işçi olarak çalıştığı söylenir. Caminin girişinde caminin maketi var. Tarihi bir camidir. Mutlaka ziyaret edilmesi gerekir.
Uluç Ali Paşa, Kaptan-ı Derya olup Kılıç Ali Paşa adını alır. Dönemin sultanına bir camii yaptırmak istediğini söyler. Sultan ise "sen ki deryalar serdarısın, camiiyi denizin üstüne yaptır" der. Bunun üzerine Kılıç Ali Paşa dönemin ünlü mimari Mimar Sinan'a danışır ve camii denizi doldurarak yapılır. Bu camiinin bir diğer özelliği de İspanyol yazar Cervantesin Türklere esir düştükten sonra 5 yıl burada tek elle hamallık yapmasıdır.
Uluç Ali Paşa ismiyle tanınan bir Osmanlı denizcisi Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı İstanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. Camideki iki kitabeye göre, Hicri 988 yılında yapılmıştır. Türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi vardır. Her metrekaresinde Mimar Sinan'ın dehasını ve sanatının izlerini görmek mümkün.
📍 Arap Cami, 34420 Beyoğlu/İstanbul
💬 ARAP CAMİİ / KARAKÖY - İSTANBUL Galata’da VI. yüzyıla ait Aya İrini (Hagia Eirene) Kilisesi’nin kalıntıları üstünde, İstanbul’da Latin hâkimiyeti yıllarında (12...
İstanbul En İyi Ibadet yeri Listesi Beyoğlu En İyi Cami Listesi Beyoğlu En İyi Ibadet yeri Listesi
📍 Kılıçali Paşa, Meclis-i Mebusan Cd. No:4, 34425 Beyoğlu/İstanbul
💬 İstanbul’un Galata’yı çeviren surların kuzey tarafına açılan bir kapısının karşısında yer alan cami tarihî İstanbul’un sınırları dışında inşa edilen büyük ibade...
İstanbul En İyi Dini kurum Listesi İstanbul En İyi Ibadet yeri Listesi Beyoğlu En İyi Dini kurum Listesi Beyoğlu En İyi Ibadet yeri Listesi
📍 50. Yıl, 2092. Sk. No:20, 34265 Sultangazi/İstanbul
💬 TERAVİH NAMAZI İÇİN GİTTİM.GUZEL TEMİZ VE TERTİPLİ. İMAM VE MÜEZZİNİ KUTLARIM.ALLAH GAYRETLERİNİ DAİM ETSİN.